Suriye Geçici Hükümeti Kültür ve Aile Bakanı el-Vezira el-Haceli, uluslararası toplum ve örgütleri Suriyeli çocukları korumak için harekete geçmeye çağırdı.
Haceli, Dünya Çocuk Günü münasebetiyle yaptığı basın açıklamasında, “Esed terörü ve diğer terör örgütlerinin işlediği suçlarda özellikle de savaş alanlarında çocuk asker olarak kullanılarak en büyük bedeli Suriyeli çocuklar ödüyor” dedi.
Suriyeli çocukların çektiği sıkıntı ve acıların gerçekten çok büyük olduğunu dile getiren Haceli, Suriye’nin geleceğinin asıl temsilcileri olan çocukları kurtarma ve çatışma alanlarından uzak tutmak için fiili olarak çalışmanın herkes için zorunlu hale geldiğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), kriz bölgelerine yardımların ulaştırılamaması nedeniyle 7 milyon Suriyeli ve Iraklı çocuğun sert kış şartlarıyla mücadele etmek zorunda kalacağı konusunda uyarmıştı.
UNICEF Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Sorumlusu Maria Calves, yaptığı açıklamada, “Suriye ve Irak’taki çatışmalar nedeniyle yaşanan sıkıntılardan sonra kışın gelmesi ve göç eden aile sayısının artması nedeniyle çocuklar acilen korumamıza ihtiyaç duyuyor. Ancak üzülerek söylemeliyim ki, bu gruplara ulaşmada ve finans sağlamada yaşanan kritik durum sebebiyle bazı çocuklara yardımları ulaştıramayacağız” ifadesini kullanmıştı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) de kışa hazırlık çerçevesinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak yardımlardan yaralanabilecek sığınmacı sayısında yüzde 50’ye yakın azaltma kararı almıştı.
BMMYK Sözcüsü Melissa Fleming, gazetecilere yaptığı açıklamada, söz konusu kararın finansman eksikliği nedeniyle alındığını belirtmişti.
Bazı sığınmacıların, hiçbir sebep yokken, kışın yaklaşmasıyla birlikte Suriye ve Irak’ta bazı bölgelerde hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi nedeniyle ülkelerini terk ettiğini ifade eden Fleming, BMMYK’nin, iki ülkedeki sığınmacılar için kışlık yardımlar kapsamında 154 milyon dolar değerinde yatırım yaptığını ancak finansman desteğinde yaşanan sıkıntı nedeniyle yardımlardan yararlanacak sığınmacı sayısını azaltmak zorunda kaldıklarını ifade etmişti.
SMDK Genel Sekreteri Nasr el-Hariri, kararı eleştiren açıklamasında, BM’nin, Suriyeli sığınmacılara tahsis edilen yardımların yüzde 40 oranında azaltılması kararının, doğaçlama olduğunu ve gerçekçi durmadığını belirterek, “Bu davranışlar, yaklaşık 4 senedir halk iradesini baskı altına almaya çalışan Esed rejiminin barbarca saldırılarına maruz kalan Suriyelilerin yaşadığı trajik insani gerçeklikle uyumlu değil” demişti.
Hariri, kararın zamanlamasında, Suriye’de yaşanan çeşitli değişimlerin göz önünde bulundurulmadığını ifade ederek, “Bütün dünyanın, terörle mücadele için yüzlerce milyar harcadığı bir zaman diliminde, savaştan zarar görenlerin öncelikli meselesi ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı en önemli teknik gerekliliği olan insani yardımların azaltılması mantık dışıdır” diye konuşmuştu.
“Açıkta kalmışlara yönelik insani yardımların askıya alınmasının, terörle mücadelede izlenilen uluslararası stratejiyi olumsuz etkilediğini söylesem abartmış olmam” diyen Hariri, “Çünkü bu adım, göç ve hicret eden sığınmacılar arasında teröre ve aşırılığa giden yolu üretecek veya bunun için uygun atmosferi oluşturacaktır. Kısacası, insani yardımların azaltılması kararı, sorumsuzca alınmış ve insani felakete yol açabilecek bir karardır ve düzeltilmesi, yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir” ifadesini kullanmıştı.
Uluslararası kuruluşlara, bölgede yaşanan sosyal ve siyasi çalkantılar karşısında daha fazla sorumluluk üstlenmeleri çağrısında bulunan Hariri, bu bölgede sorumluluk almamanın, en kısa zamanda tüm dünya ülkelerine olumsuz yansımalarının olacağını vurgulamıştı.
Hariri, son olarak şunları kaydetmişti:
“Suriye’de doyurulmaktan aciz kalınmış aç çocuklar, barınak sağlanamayan kaybolmuş yaşlılar ve evsiz kadınlar dururken, uluslararası toplumun, silahlandırma eylemi üzerinden dil birliği sağlaması mantık dışıdır.”