Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IŞİD örgütünün bölgede bazı petrol rafinelerini elinde tuttuğuna dikkati çekerek, örgütün petrol satarak silah alımını finanse ettiğini söyledi.
Dün İstanbul’da düzenlenen 6.Enerji Düzenleme Forumu’nun açılışında konuşan Erdoğan; ‘’Bugün petrol kuyuları DEAŞ’ın elinde. Kim için kullanıyor. Bu petrol kuyularından elde ettiği imkanlarla silahları elde edip insan kıyımını acımasızca sürdürüyor’’ ifadelerini kullandı. IŞİD tehdidinin bölgesel değil küresel bir tehdit olduğunu vurgulayan Erdoğan, IŞİD’in dünyaya verdiği en önemli dersin, Ortadoğu’daki sorunların lokal değil küresel sorun olduğu yönünde gerçekleştiğini belirtti.IŞİD’in petrol satışına ilişkin daha önce açıklama yapan Suriye Geçici Hükümeti, Suriye’nin doğu bölgelerindeki rafinerileri ele geçiren aşırı gruplardan bir tek Esed rejiminin petrol aldığını ifade etmiş, bu durumun BM Güvenlik Konseyi’nin aşırı gruplardan petrol alımını yasaklayan kararını ihlal ettiğini belirtmişti.Geçici Hükümetin Petrol ve Enerji Bakanı İlyas Verde, Esed ve IŞİD arasındaki yakınlaşmanın sadece coğrafi ve jeopolitik konumla açıklanamayacağını bilakis söz konusu tarafların karşılıklı kazanma esasına dayalı olarak rejimin elinden çıkan ve bu örgütlerin eline geçen bölgelere ilişkin gizli anlaşmalara sahip olduğunu söylemişti. Verde, IŞİD’in ticari aracılar üzerinden rejimle irtibat sağladığını, Esed’in ise söz konusu bölgelerden çıkarılan petrolün tek alıcısı olduğunu ifade etmişti.Verde; ‘’Taraflar arasında sağlanan bu ittifak uyarınca IŞİD’in petrolü sadece rejime satmasından çıkan sonuç örgütün buna mecbur kaldığıdır. Ayrıca bu durum Esed rejiminin doğudaki rafinerilerin bulunduğu bölgeleri örgüte teslim etmesine verilen güzel bir karşılık anlamı da taşır’’ demişti.
Bugün gelinen noktada bunun daha iyi anlaşıldığını ifade eden Verde, bu bölgelerin devrimcilerin eline düşmemesi için IŞİD’e verildiğini ve örgüt aracılığıyla bu bölgelerin korunmaya alındığını belirtmişti. Petrol bölgelerinin devrimcilerin eline geçmesinin Esed rejimi için stratejik ve siyasi tehdit oluşturduğunu zira bunun devrimcilere ekonomik ve siyasi bağımsızlık vereceğini ve gerek Esed rejimi gerekse bölgede terörden beslenen güçlerin bundan büyük zarar göreceğini dile getirmişti.