Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Yetkilileri, Birleşmiş Milletler (BM)’nin Halep için başlattığı girişimin yeterli olmadığını ve uluslararası kararlarla uyumlu olmadığını söyledi. Bu girişimin, Esed rejimi tarafından Şam çevresinde yaşayan sivilleri İdlib ve farklı yerlere tehcir etmesiyle eş zamanlı gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
SMDK Siyasi Kurul Sekreteri Riyad Hasan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, BM’nin Halep için başlattığı girişimin halkı kentten çıkarmayı hedeflediğini insani yardımların kente sokulması planının ise söz konusu olmadığını belirtti.
El-Hasan, Halep’teki asıl konunun, Rusya ve Esed rejiminin kente yönelik devam eden bombardımanları, hastanelerin hedef alınması ve uluslararası kanunlarca yasaklanmış silahlar kullanılması olduğunu vurgulayarak, BM tarafından girişimin Halep ile alakalı asıl mevzuyu ıskaladığını dile getirdi.
BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın, Şam’ın Fethi Cephesi’ne bağlı direnişçilerin Halep’ten ayrılmasını talep ettiği açıklamasına dikkat çeken el-Hasan, “De Mistura, Şam’ın Fethi Cephesi’nden Halep’ten çekilmesini isterken, Esed rejimi saflarında savaşıp savaş suçu işleyen İran Devrim Muhafızları, Haşdi Şabi ve Hizbullah’a bağlı 18 bin militanın terörizmini göz ardı ediyor” şeklinde konuştu.
SMDK Siyasi Kurulu Üyesi Riyad Seyf ise, Rusya’nın Halep’te yaşayan halkı tehcir ederek kenti boşaltmak istediğini bunun için Şam’ın Fethi Cephesi’ni bahane ettiğini ifade etti. Seyf, Şam ve çevresinde Şam’ın Fethi Cephesi’nin varlık göstermediğine dikkat çekerek, aynı tehcir uygulamalarının Şam’da da devam ettiğinin altını çizdi.
Seyf, yaptığı açıklamada, Suriye’de, siyasi çözüm sürecinin akamate uğraması ve Esed rejiminin çıkarlarına hizmet eden savaş durumunun devam etmesinin sorumluluğunu Rusya’ya yükledi.
“BM’nin, tehciri kolaylaştırarak uygulanan tehciri örtbas etmesi ve işlenen savaş suçlarına sessiz kalması kabul edilebilir bir durum değildir” diyen Seyf, son olarak, Suriye’de savaş suçu işleyen tarafların bu tarz girişim ve açıklamaları istismar ettiğini ifade ederek, BM Genel Sekreteri ve uluslararası kuruluşlardan, takındıkları tavır ve yaptıkları açıklamaları gözden geçirmelerini talep etti.