Dua ez-Zamil süt emen küçük bir kız çocuğunu denizde 3 gün yüzerek boğulmaktan kurtardı. Mısır’dan Avrupa’ya mültecileri taşıyan tekneye nişanlısı ile birlikte binen Dua, teknelerinin bir balıkçı teknesi tarafından batırıldığını 3 gün sonra bir Yunan gemisinin kendisini farkederek sudan çıkardığını ve Girit adasına götürdüğünü söyledi.
Akdeniz’de 3 gün boyunca 2 bebekle birlikte yaşam mücadelesi veren Dua ‘’Ben ve nişanlım İtalya’ya gidiyorduk orada evlenecek ve Avrupa’da yaşamımızı sürdürecektik’’ diyordu.
Dua, Esed’in varil bombalarının param parça ettiği Dera’dan ailesi ile birlikte Mısır’daki mülteci kampına kaçmıştı. Kampta 2.5 sene kalan Dua’nın durumu diğer komşu ülkelerdeki kamplara sığınan yaklaşık 3 milyon Suriyeli’den farksızdı.
Dua yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanan olay günü şöyle anlattı;
‘’ Akdeniz’deki 4. günümüzdü. Saat öğle 12 ile 2 arası büyük bir avcı teknesi bize yanaştı ve teknenin kaptanı bizden durmamızı istedi. Teknemize metal ve tahta parçalar fırlatıyorlar, kaptanımıza sövüyorlardı. Kaptanımız durmayı kabul etmeyince tekneleriyle bize çarptılar ve biz çarpmanın etkisi ile batmaya başladık. Teknemiz batana kadar bize çarpan tekne orada bekledi battığından emin olunca gittiler. 500 kişiyi taşıyan tekne dakikalar içinde suya gömüldü. Yolcuların çoğu alt kattaydı.’’
Bazı yolcuların teknenin direklerinden sarkan iplere tutunarak kurtulmaya çalıştığını söyleyen Dua; ‘’Gemi batarken suya düşen insanların bazıları teknenin pervanelerine takılarak paramparça oldu. İnsanları çoğu boğuldu. Teknede Sudan’dan, Afrika’dan, Mısır’dan, Suriye’den ve Gazze’den yolcular vardı.’’
Dua, teknenin tamamen batmasının ardından kendisini hayatta kalan yüze yakın insanla birlikte suyun üzerinde buldu. Bir çoğu yaşadıkları korkunç olayın şokunu üzerinden atamamıştı. Dua can simidine sarılarak nişanlısını aramaya koyuldu ancak bir müddet sonra onun da teknedekilerle birlikte boğulduğuna kanaat getirdi.
Kurtulanlar Akdeniz’de tam 3 gün boyunca aç susuz yaşam mücadelesi verdi. Rüzgar ve akıntıların merhametine kalan insanlar yavaş yavaş ölüyordu.
Dua; ‘’Bazıları yorgunluktan öldü. Adamlardan biri kendi can simidini bırakarak sulara gömüldü. Korkudan boğulanlar oldu, hava kapalı ve çok soğuktu soğuktan da ölenler oldu. ‘’ diyerek dehşet dolu anları anlattı.
Takatleri kesilen insanlar Dua’ya gelerek ondan çocuklarına göz kulak olmasını istedi. Yolculardan biri 1 yaşındaki kız torununu Dua’nın can simidine tutturarak bebeği ona teslim etti.
Dua; ‘’Sonra 18 aylık kız çocuğu ve 6 yaşındaki oğlu ile bir anne geldi yanıma. Henüz süt emen bebeğini bana bırakmak istediğini söyledi. Bebeği benim can simidime bıraktı. Bir dede, kadın ve oğlunun aynı anda boğulduklarına şahit oldum. Süt emen bebekleri kurtarma hedefi benim yaşama daha sıkı sarılmamı sağladı’’
Dua, üç günün ardından 13 Eylül’de Girit Adası’nın 90 mil güney batı açıklarında Liberya bandıralı bir gemi tarafından kurtarıldı. Ancak kurtarıldığında 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetmişti.
Dua; ‘’ Bizi bulduklarında 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetmişti. 17 aylık olan ise hala hayattaydı. O kurtuldu ve sağlığına kavuştu. Bizi Hanya’ya götürdüler’’
Suriyeli Dua’ya bu fedakar davranışından ötürü Atina Akademisi tarafından ‘’Kahramanlık ve Azim’’ ödülü verildi. Dua 3 gün boyunca kollarında taşıyarak bu sıfatlara layık olduğunu göstermişti.
Ödül töreninde konuşan Hanya’daki Sağlık ve Sosyal Bakım Merkezi Yetkilisi Dimitris Nikolakakis ‘’Dua’nın yaptığı şey, kendini koruma iç güdüsünü bastırıp iki çocuğu kurtarmaya çalışması doğrusu çok şaşırtıcı’’ dedi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Güney Avrupa Temsilcisi Lawrence Jules ise Avrupa’nın hemen ayaklarının altında yaşanan ölümlerin dehşet verici olduğunu ve Akdeniz’de şuana kadar 3 bin insanın boğularak öldüğünü söyledi.
Jules; ‘’Dua’ya verilen bu ödül ve Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken ölen bu canlar bir kez daha bu insanların sorunlarının çözümünün gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Avrupa bu konuda ortak bir tutum sergilemeli ve AB diğer ülkelerle yardımlaşarak bu dramı önlemelidir.’’ şeklinde konuştu.