Esed rejiminden ayrılan bir gardiyan, tanıklık ettiği Esed vahşetini Aljazeera kanalına anlattı. Şam’daki Mezze Askeri Hastanesi’nde görevli olduğunu belirten tanık, gördüğü tutukluların cesetlerinin üzerinde korkunç işkence izleri olduğunu söyledi.
Tanık açıklamasında; ‘’Dört sene önce devrimin başladığı ilk günlerde hastaneye cesetler gelmeye başladı. Sayısı 45 bulan bu ilk cesetler, rejim karşıtı gösterilen başladığı Dera’dan getirilmişti’’ dedi.
Cesetlerin sürekli gelmeye devam ettiğini ve bir müddet sonra hastane morgunun cesetleri almada yetersiz kaldığını ifade eden tanık; ‘’Görevliler, cesetleri hastanenin bitişiğindeki otoparka atmak zorunda kaldı. İstihbarat biriminde işkence görmüş tutukluların cesetleri kapalı araçlarla otoparka getiriliyor, siyah mürekkeple cesedin getirildiği şube ve tutukluya verilen şahsi numara kayda alınıp öylece atılıyordu’’ şeklinde konuştu.
Bir gün içerisinde hastaneye getirilen ceset sayısının 80’i bulduğunu belirten tanık, adli tıp doktorunun her gün düzenli bir şekilde cesetlere ilişkin dosyalama işlemi yaptığını ve ardından cesetlerin öylece bırakıldığını söyledi. Tanık; ‘’Cesetler bazen 3 gün bırakıldıkları yerde öylece duruyordu. Cesetlerin taşınması için 200 sayısına ulaşması bekleniyordu. Bu süreçte köpek, kedi ve fareler cesetlere zarar veriyordu. Cesetler kibrit gibi taşıma aracının içine istifleniyordu. Çoğu aç bırakılmış, uyuz olmuş, elektrik şoku verilmiş ve işkence izi taşıyan cesetlerin yaşları 10 ile 70 arasında değişiyordu’’
Cesetlerin İran tarafından yapımı tamamlanan Hareste Hastanesi’ndeki yakma fırınlarına götürüldüğünü ileri süren tanık, cesetlerin ayrıca toplu mezarlara gömüldüğünü de ifade etti. Tanık; ‘’Arkadaşlarımdan biri rejimden ayrılmaya kalkmış ancak yakalanmıştı. Geriye cansız bedeni geldi’’ şeklinde konuştu.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Nağam Ğadiri, konuya ilişkin daha önce yaptığı açıklamada, Esed rejiminin halka karşı her türlü silahla her türlü terör eyleminde bulunduğunu belirtmiş, özgürlük isteyen halkın rejim tarafından korkunç işkenceler altında can verdiğine dikkati çekmişti. Ğadiri, Sezar’ın sızdırdığı belgelerin 11 bin kişinin Esed rejimi tarafından işkence edilerek öldürüldüğünün en bariz örneği olduğunu söylemiş, IŞİD’i var eden, hapishanelerden örgüt üyelerini serbest bırakarak güvenlik zaafına yol açan tarafın bizzat baş terörist Esed rejimi olduğunu belirtmişti.
SMDK, uluslararası topluma daha önce yaptığı çağrılarda, Esed’in paralı askerleriyle birlikte tutuklulara yönelik işlediği hak ihlalleri ve cinayetlere bir son verilmesini istemiş, bu konuda acil bir şekilde adım atılmaması durumunda ise işlenen cinayette Esed rejimine ortak olmak manasına geleceğini ve halkın kanının hafife alındığını göstereceğini söylemişti.