Suriyeli gençler Rakka’da yaşanan katliamı protesto etmek ve seslerini dünyaya duyurabilmek için dün İstanbul’da oturma eylemi düzenledi.
Eylemde, Esed’in Rakka’da ve Suriye’nin diğer bölgelerinde sivillere yönelik işlediği korkunç katliamların son bulması için uluslararası toplumdan Esed rejimine baskı yapması istendi.
Uluslararası kamuoyunu Suriye’de akan kanın sorumluluğunu az da olsa almaya davet eden Suriyeli gençler ”Rakka’daki Esed’in Sivil Katliamını Durdurun” çağrısı yaptı
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Basın Sözcüsü Salim el-Muslat da konuya ilişkin yaptığı açıklamada uluslararası kamuoyunun Suriye’deki insani krize yönelik tutunduğu olumsuz tavrı eleştirmişti.
Rakka’da onlarca masum Suriyelilerin ölümüne yol açan Esed rejimin hava saldırılarının devam ettiğine dikkati çeken el-Muslat; ”Suriyeliler destekte yaşanan bu gecikme ülkedeki yıkımı ve kaosun şiddetini artırırken Esed rejiminin desteğiyle terörün çoğalmasına kapı aralıyor.’’ değerlendirmesinde bulunmuştu.
SMDK Genel Sekreteri Nasır el-Hariri de uluslararası koalisyonun Rakka’da ve Suriye’nin diğer bölgelerinde yaşanan katliamlara sessiz kalmasını kınayan bir açıklama yapmıştı.
El-Hariri, korkunç olarak nitelediği katliamlara sessiz kalmanın Esed’in sivillere yönelik yaptığı katliamları kabullenmek anlamı taşıdığını ve bunun Suriyeli gençleri aşırı grupların kucağına iteceğini belirtmişti. El-Hariri ‘’ Suriye bu şekilde kurtuluşa eremez ancak acı yakarışların duyulduğu bir bölge haline döner’’ ifadelerini kullanmıştı.
SMDK üyesi Burhan Galyun ise, Esed rejiminin gerçekleştirdiği Rakka katliamından IŞİD’e karşı kurulmuş koalisyon güçlerinin de sorumlu olduğunu söylemişti. Galyun;
‘’Suriyelilerin göğsüne tünemiş terörist Esed rejimiyle herhangi bir temastan kaçınan, sadece IŞİD’le mücadele için kurulan koalisyonun stratejisi hiç şüphe yok ki adeta aralarında bir iş paylaşımına dönmüştür koalisyon aşırı örgütleri vururken Esed rejimi de cezasız kalacağından emin bir şekilde Suriyeli devrimcileri vuruyor. Rakka katliamı, uluslararası koalisyonun stratejisinin tutarsızlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Koalisyon katliamın esas sorumlusu olduğunu iyi bilmelidir. Yaşananlar koalisyonun cunta rejimin askerleriyle koordine olduğu açığa çıkarmıştır. Koalisyonun izlediği yol Esed’i askeri güç kullanma yönünde destekler niteliktedir. Kaldı ki zamanında askeri güç kullanımına bir sınır getirilmeli değil miydi!?’’
Açıklamasında BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyini de katliamdan sorumlu tutan Galyun;
‘’Sizler işlenen suçlara karşı eliniz kolunuz bağlı oturduğunuz için bu gün Rakka’da, Doğu Guta’da, korkunç katliamlar yaşanıyor. Varil bombalarının kullanımına karşı aldığınız yasak kararı kağıdın üzerindeki mürekkepten öteye geçmiyor. Bugün Rakka’da olanlar her gün Suriye’nin başka bölgelerinde yaşanıyor. Doğu Guta’da, Halep’te Huran’ın beldelerinde, el-Cezire’de, İdlip’te, Hama’da ve Humus’ta yaşan katliamlara karşı sessiz kalınması kesinlikle uluslararası toplumun siyasi ve ahlaki istifasıdır. Durumdan birinci sorumlu BM ve Genel Sekreteridir. Bunlar adeta şiddet ve kuvvet karşısında teslim oldular. Uluslararası topluma duyulan güven ve şeref adına kalan son umutlar da tükenmeden uluslararası toplum sorumluluk alarak görevini yerine getirmeli başka türlü bu kötü gidişata dur denilemez.’’ eleştirisinde bulunmuştu.