Halep’in Zehra bölgesinde Esed rejimine bağlı hava istihbarat birimi devrimci güçler tarafından yok edildi. Bölgedeki Esed güçlerine ait bir çok kontrol noktası da ele geçirilirken, Meşariga ve İzaa Mahallerinde taraflar arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.
Devrimci güçlerin hava istihbarat binasını, Süleyman el Halebi ve İzaa bölgelerini hedef alan saldırılarında çok sayıda Esed gücü ölürken, Bostan el-Başa ve Cemiyeti Zehra bölgelerindeki Esed güçlerinin sığınakları vuruldu.
Öte yandan Esed güçlerinin kentin çevre bölgelerine yönelik hava saldırıları ise sürüyor. Bab Kanserin mahallesini karardan atılan füzeyle vuran rejim güçleri, Balid, Salahaddin, Cubbe el Kubbe, Beyada, Merce, Şeyh Lutfi, Düveyr Zeytun ve Başköy çevrelerini ise havadan bombaladı. Saldırılarda birkaç kişi şehit düştü.
Halep Eğitim ve Öğretim Müdürlüğü, saldırılarda okul ve sivil yerleşim birimlerinin hedef alınması nedeniyle okullara bir hafta ara verildiğini duyurdu.
Rejimin savaş uçaklarının Saad El-Ensari İlkokulu’nu da hedef aldığı saldırıda 3’ü çocuk, 3’ü öğretmen toplam 13 sivil şehit oldu.
Saldırıların rejimin müftüsü Ahmet Hassun’un açıklamalarının ardından arttığına dikkati çekildi.
Hassun, rejim yetkililerine yaptığı çağrıda, ‘’Size roket fırlatılan her noktaya, orada kimin olduğunu bakmaksızın vurun, siviller dahi olsa. Siviller söz konusu bölgeleri terketmeli’’ demişti.
Hassun’un sivilleri adeta katletmeye teşvik eden bu açıklamalarını sert bir dille eleştiren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Hişam Merve,
‘’Hassun’un bu fetvası dinin adını kullanarak sivilleri öldürmeye cevaz vermektir. Ölümlerin durması ve barışın sağlanması için çağrı yapması beklenen biriyken bu açıklamalar terör örgütlerinin açıklamalarıyla örtüşmektedir. Ayrıca bu savaş suçu işlemeye teşviktir. Uluslararası hukuk tarafından cezalandırılmalıdır’’ ifadelerini kullanmıştı.
Esed’in işlediği cinayetleri din kisvesi altına gizlemeye çalıştığını belirten Merve, bu fetvayı yayımlayanların birer savaş suçlusu olarak Roma sözleşmesi gereğince Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini söylemişti.
Esed rejiminin tüm sivil, dini ve askeri araçları kullanarak Suriyelilere karşı sistemli bir devlet terörü uyguladığını söyleyen Muslat, işlenen suçların uluslararası toplumun ilgisini yoğunlaştırdığı IŞİD terör örgütünden aşağı olmadığını vurgulamıştı.