Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri ile Esed güçleri arasında Dera’nın Tarık es-Sed Mahallesi ve doğu cephesi Nova’da şiddetli çatışmalar devam ederken, rejime ait savaş uçağı ve helikopteri de kentin eş-Şeyh Miskin, Tafes, Kafar Nacis, el-Müzeyrib, el-Yadude, Ümmül Meyazin, et-Tayyibe, Nasib ve Kahil bölgelerine varil bombalı saldırılarını sürdürüyor.
Rejime ait topçu birliklerinin kentin çeşitli bölgelerini yoğun top ateşine tutması sonucu çok sayıda kişi öldü, birçoğu da yaralandı, saldırıların hedefi olan bölgelerde geniş çaplı yıkım yaşandı.
Esed güçlerinin bu saldırıları, ÖSO’nun, özellikle Dera’nın batısındaki önemli stratejik noktalardan ve Kuneytra’ya komşu bölgeler olan Tel el-Hara, Tel el-Cedir ve Tel el-Ahmer ele geçirmek suretiyle kaydettiği ilerleme karşısında intikam amacı taşıyor.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Genel Sekreteri Nasır el-Hariri, konuya ilişkin daha önce yaptığı açıklamada, Esed rejiminin, Dera’nın Nasib ve el-Ciza beldeleri ve diğer kentlerde işlediği katliamlara ilişkin, “Bu katliamlar, uluslararası koalisyona karşı meydan okuma, uluslararası kanunlara ve insan hakları sözleşmesine karşı bir başkaldırıdır” demişti.
Hariri, rejime ait savaş uçaklarının Nasib beldesine düzenlediği hava saldırıları sonucu 22’den fazla insanın hayatını kaybetmesinin ardından yaptığı açıklamada, sivilleri hedef alan bu saldırıların, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Dera’da kaydettiği ilerlemelere misilleme olarak düzenlendiğini belirtmişti.
ÖSO’nun, Ehlü’l-Amz adı altında başlattığı operasyonlar kapsamında önemli stratejik noktaları ele geçirdiğini aktaran Hariri, bunlardan en önemlilerinden birinin de kentteki Ümmü’l-Mizan kontrol noktası olduğunu ifade etmişti.
Esed rejiminin bu pervasızca tutumunun, uluslararası toplumun, terörle mücadelesinde hukuki ve insani anlamdaki ciddiyetini test ettiğini söyleyen Hariri, rejimin sivillere yönelik katliamların durdurulması ve uluslararası toplumun kanunlar önünde sorumluluğunu üstlenmesi taleplerinin “dilenmek” olmadığını bilakis kanuni ve ahlaki görev olduğunu belirterek, “Diktatör Esed rejiminin katliam döngüsü karşısında ağır davranma ve uluslararası sessizlik, katliama ortak olmak ve uluslararası kanun ile insan hakları sözleşmesinin kutsiyetine yönelik apaçık bir ihlaldir” ifadesini kullanmıştı.
Hariri, son olarak şunları kaydetmişti:
“Esed’in bugün Nasib ve Ciza’da işlediği katliamlar, rejim güçleri ve onunu sürüsü terörist Hizbullah’ın, Tel el-Hara’da binlerce masum çocuk, kadın ve genci öldürerek elde ettiği askeri noktaları ÖSO karşısında kaybetmesine misillemedir. Piyon eller tarafından kullanılan ve insanlara ölüm kusan çok sayıda varil bombası atan uçaklar, rejimin ve onun haleflerinin düşmesini isteyen Dera halkının azmini kıramayacak.”