Doğu Guta’nın Haresta bölgesinde yürütülen biyogaz projesinde görevli çalışma ekibi, biyogaz üretimini ve biyogazın su çıkarmada kullanımını başarıyla gerçekleştirdi.
Esed rejiminin ablukası nedeniyle meydana gelen su krizini aşmak amacıyla 2014 yazında başlatılan proje, Suriye Geçici Hükümeti Altyapı Bakanlığı’nca desteklenen yerel meclisin gözetiminde tamamlandı.
Proje Müdürü Ömer Mustafa, projenin, biyogaz üretmeyi ve bu gazla çıkarılan suyu Haresta’nın mahalle şebekelerine pompalamayı hedeflediğini, bunun Haresta Yerel Meclisi Hizmet Ofisi’nin gözetiminde ve mühendisler, yenilenebilir enerji uzmanları ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla yapılacağını söyledi.
Projenin iktisadi yönüne değinen Mustafa, bu sayede günlük yaklaşık 230 varil biyogaz üretmek suretiyle bir saatte harcanacak dizel yakıtta yüzde yetmiş kar edileceğini ve tüm mahalleye yetecek şekilde içme ve kullanma suyu pompalayabileceğini ifade ederek, “Bu sonuçlarla proje yerleşik topluluklar için büyük önem kazanmakta ve abluka altındaki Doğu Guta’da geniş ölçekte bu projenin uygulanmasını teşvik etmesi nedeniyle büyük ilgi görmektedir” dedi.
Projenin, zirai alanları sulamak amacıyla yeraltı sularının çıkarılması işlemlerindeki yüksek maliyetleri önleyeceğini de kaydeden Mustafa, 20 varil su çıkarmak için litresi 13 dolar olan dizele ihtiyaç duyulduğunu, proje sayesinde bir litreden yüzde 28 maliyet karı olduğunu aktardı.
Mustafa ayrıca yaz aylarında proje kapsamında zirai alanların sulanmasında elde edilen tecrübelerin gayet iyi ve beklenenin üzerinde olduğunu dile getirdi.
Ziraat Mühendisi Fadıl Abdullah ise bu tekniğin, hayvansal ve bitkisel atıkların sularda oluşturabileceği kirliliği hafifleteceğini ayrıca evlerde görülen haşereleri çekmeyecek fermente organik gübre üretimini sağlayacağını anlattı.
Saha denemelerinde görüldüğü üzere bu gübrenin, yerli ve kimyasal gübrelerle karşılaştırıldığında mahsul verimliliğini arttırdığına dikkati çeken Abdullah, biyogazlı gübrenin sıradan yerli gübrelere oranla 5-7 kat daha fazla organik madde içerdiğine ve organik madde yakarken kullandığı oksijen azlığına(biyodegredasyon) dikkati çekti.
Kullanım açısından en uygun gaz olarak görülen biyogazın saniyede 35sm yanma hızıyla doğada bulunan gazlar arasında en yavaş yanan gaz sınıfında bulunduğunu ifade eden Abdullah, bu özelliğinin onu daha güvenli yaptığını ve yemek pişirme, aydınlatma, sulama makineleri ve jeneratörlerde kullanılabildiğini dile getirdi.
Abdullah ayrıca bakanlığa, bu alandaki deneyimin geliştirilmesi, sadece yaz aylarında değil de diğer mevsimlerde de uygulanabilmesi açısından projeyi daha verimli ve uygun maliyetli hala getirecek yeni teknik çalışmaları kapsayan projeler sunulduğunu söyledi.