Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
30 Temmuz 2021 Cuma
Uluslararası Mülteciler Sözleşmesi’nin 70. Yıldönümü hakkında
Uluslararası Mülteciler Sözleşmesi, 1951 yılında imzalandığında dünya, İkinci Dünya Savaşından yeni çıkmış darmadağın bir haldeydi. Dünya ülkeleri, barış üzere kalacaklarına ve sorunlarını savaşla çözmeyeceklerine yemin etmişti. Böyle bir dönemde imzalanan Mülteciler Sözleşmesi, mülteci haklarını korumayı hedefliyordu. Sözleşme sayesinde binlerce mülteci ölümden kurtulmuştu.
Sözleşme günümüze kadar yürürlükte kalırken, dünyanın göç sebeplerini ortadan kaldırma konusundaki başarısızlığının bir belgesi haline geldi. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) bu sözleşmenin imzalanmasını müteakip 3 yıl içinde Dünyadaki göç hareketleri sorununu doğru bir şekilde engellemesi ümit ediliyordu. Ancak hakim dünya sistemi, başka sorunlar ve krizler üretti. Ülkeler arası savaşlar, diktatör yapıların halklarına karşı yürüttüğü savaşlara dönüştü. Bu başarısızlık, Mülteciler Sözleşmesi’nin de ek protokollerle dönüşümlere uğrarken, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği (AU) gibi yapılar, sorunun çözümü için benzeri anlaşmalar uygulamayı öne sürdü.
Bugün dünyada, yüzde 70’i başta Suriye olmak üzere 5 ülkeden gelen 100 milyonu aşkın mülteci bulunurken, dünya ülkelerinin bu hususta içine düştükleri acziyeti gidermeye yönelmeleri kaçınılmazdır. Bu noktada, UNHCR Genel Koordinatörü Filippo Grandi’nin de söylediği gibi birçok hükümetin Mülteciler Sözleşmesini ihlal ettiği göz ardı edilmemelidir.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) olarak, uluslararası toplumun sözleşmede belirlenen esaslar çerçevesinde başta mültecilerin zorla tehlike altında olacakları bölgelere geri gönderilmesi girişimleri olmak üzere mültecileri, kendilerine yönelen tehditlerden korumakla sorumlu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Suriye’de bunu engellemenin tek çıkar yolu, uluslararası kararlar çerçevesindeki siyasi geçiş sürecinin uygulanması ve Suriye halkının diktatörlük rejiminden kurtarılmasıdır. Dolayısıyla uluslararası güçler ve BM, bu süreci uygulamak için bir an önce harekete geçmelidir.