SMDK ve Silahlı Devrimci Grupların Ortak Basın Açıklaması
Bismillahirrahmanirrahim
Esed rejimi ve müttefiklerinin mezhepçi tehcir politikaları, “Ya aç bırakma ya da diz çöktürme” temelinde değişmez bir siyaset yöntemine dönüşmüştür. Bu yöntem, Suriye’de kuşatma altında bulunan 14 bölgede uygulanmıştır. Bu bölgelerde yaşayan halk, yapılan insanlık dışı bombardıman ve işlenen insanlık dışı suçlar neticesinde teslim olarak evlerini terketmeye zorlandı. Rejim güçleri, buralarda yaşayan sivilleri, açlığa mahkum ederek, uluslararası kanunlarca yasaklanmış Kimyasal, Misket, Fosfor ve Napalm bombaları gibi silahlarla bombaladı.
Esed rejiminin İran ve Rusya’dan destek alarak, Humus’un el-Vaır semtine yönelik uyguladığı kuşatmanın 2 yılını tamamladığı bugünlerde, el-Vaır semti ve diğer kuşatma bölgeleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Toplum’un, içine düştüğü büyük bir ahlaki düşkünlüğe şahitlik ediyor. Bu taraflar, hiçbir ulusalararası kararın uygulanması ölçütünü önemsememekle beraber, en basit insan haklarını koruyacak sağlam kararlar alıp bu kararları uygulamaktan bile acizler. Rejim güçleri, Şam’ın Dareyya kasabasını bombardımanlarla yakıp yıkarak, Dareyya halkını kasabalarından ayrılmak zorunda bıraktı. Uluslararası Toplum ise bütün bunlar yaşanırken utanç verici bir şekilde sessiz kaldı.
Suriye muhalefeti, daha önce, elle tutulur hiç bir sonuç elde edilememesine ragmen Uluslararası Toplum’un, çözüm görüşmeleri talebine, Suriye halkının mağduriyetlerini giderme düşüncesiyle sürekli olumlu yaklaşmıştır. Bu çözüm görüşmeleri, Suriye halkının mağduriyetlerini gidermek yerine, halka karşı savaş suçları işleyen Esed rejiminin her defasında ömrünü uzatmıştır. Bu çözüm görüşmelerinden sonuncusu da, ABD ve Rusya arasında varılan kapsamlı ateşkes anlaşmasıdır.
Suriye muhalefeti, ateşkes karşısındaki tavrını açıkça ortaya koymuş ve kuşatma bölgelerine yönelik askeri yöntemlerle yapılacak herhangi bir baskı, tehcir ve teslim olmaya mecbur etme uygulamalarının ateşkesi rüzgarın önünde sürüklenen bir çöp mesabesine indireceğini bildirmişti. Muhalefet, ayrıca, Esed rejiminin kuşatma altında tuttuğu bölgelerde yaşayan halkı açlık, bombardıman ve esaretle tehdit ederek elde ettiği her anlaşmanın hükümsüz olduğunu bildirmektedir.
Bütün bunların ardından, esefle müşahede ediyoruz ki, Esed rejimi, ABD ve Rusya arasında varılan ateşkese uyacağını ilan etmesinden hemen sonra, müttefikleriyle birlikte bombardımanlarını sürdürmüş ve ateşkesi defalarca ihlal etmiştir. Bundan kötüsü, kuşatma altındaki bölgelerde planladığı tehcir politikalarını uygulamaya devam etmiş, Humus’un el-Vaır semtinde 19 Eylül 2016 tarihinden itibaren tehcir işlemlerini başlatacağını ilan etmiştir.
Esed rejiminin bu uygulamaları, açlığa mahkum etme ve tehcir etme ile alakalı uluslararaası kararların yanısıra, BM tarafından Suriye’deki insani duruma dair alınan 2118/2013, 2139/2014, 2165/2014 ve 2254/2015 sayılı kararların 12,13 ve 14. Maddelerine tamamen aykırıdır.
Bizler, tevil götürmeyecek bir şekilde ve açıkça, Suriye’de kuşatma altında bulunan bütün bölgelerin, Suriye halkı için kırmızı çizgi olduğunu belirtmiş ve ateşkes ya da siyasi süreç kullanılarak bu bölgelerin çözümden ayrı tutulmasını kabul etmeyeceğimizi vurgulamıştık. Bu bildiride ifade ettiğimiz hususlar temelinde, şu maddelerin altını çizmek isteriz;
1- El-Vaır semti ya da kuşatma altındaki herhangi bir bölgede yaşayan herhangi bir kişiye baskı kurularak tehcir edilmesi durumunda, Esed rejiminin ateşkesi bozduğu değerlendirilerek, muhalefetin rejime karşı var olan savunma hakları kullanılacaktır.
2- Böyle bir durumda, gerek siyasi gerek askeri muhalefet, Uluslararası Toplum’un, Suriye’deki kuşatma bölgelerini koruma noktasında gösterdiği acziyeti de göz önüne alarak, Siyasi Çözüm seçeneğini tamamen yeniden gözden geçirecektir.
3- Suriye halkına destek veren ülkelerden, bütün uluslararası tarafların kabul ettiği kanunlar çerçevesinde, Suriye’deki kuşatma bölgelerini korunmuş bölgeler haline getirerek, bu bölgelere yönelik herhangi bir kuşatma ve askeri operasyonu yasaklamalarını talep ediyoruz. BM’yi, uluslararası kanunlara aykırı olan ittifaklara garantörlük yapmaması konusunda uyarıyoruz.
Bildiriye İmza Atan Gruplar;
Ahrah el-Şam İslam Hareketi Feylak el-Şam Ceyş’ul İslam
Ceyş’ul Yermük el-Firkat’ul Şimaliye Ceyş el-Nasır
101. Tugay el-Firkat’ul Vusta Feylak el-Rahman
Fecr el-Tevhid Tugayı Ceyş’ul İzze Sukur el-Cebel Tugayı
Tahrir el-Vatan Hareketi 13. Tugay Kasiyun Tugayları
Ensar el-İslam Cephesi Bedr Ordusu 313 Horan Tugayı
Sultan Murad Tugayı Şam Cephesi Ceyş’ul Mucahidin
Ceyş’ul Tahrir Birinci Alay Feylak Humus
Firkat el-Hamza Nureddin Zengi Hareketi
Sukur el-Şam Tugayları Festakim Kema Umirt Hareketi
Asalet ve Kalkınma Cephesi Safvet’ul İslamiyye Tugayları
İslami Özgürlük Tugayı Ecnad el-Şam İslami Birliği