Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
01 Temmuz 2020 Çarşamba
İnsani yardımların yönetiminin Esed rejimine verilmesi, rejimi finanse etmektir. 2165 sayılı uluslararası karar uzatılmalıdır
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2165 sayılı Suriye’ye ilişkin kararı, Suriye’ye gönderilen insani yardımların Esed rejimi kontrolünde olmayan sınır kapılarından geçişine imkan sağlamıştır. Rejim, bu kararın yayımlanmasının ilk gününden itibaren BM’nin Suriye’deki muhtaçlara bu sınır kapılarından yardım göndermesine rağmen kararı boşa çıkarmak için uğraşmıştır.
İnsani yardımların Suriyelilere, onları açlığa mahkum eden ve tehcir eden Esed rejimi aracılığıyla ulaştırılmasını sağlamaya yönelik her girişim, Esed rejiminin Suriye halkına karşı verdiği savaşı finanse etme mesabesindedir. Yardımların rejim aracılığıyla yapılması, BM’nin savaş suçlusu Esed rejimiyle el sıkışması ve rejimin suçlu müesseselerine güvenmesi anlamına gelecektir. Zira rejim, insani yardımlara ulaşmayı ancak kendine bağlı yolsuzluğa batmış müesseselerle sınırlı tutmaktadır.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) olarak, 2165 sayılı BMGK kararının süresinin uzatılmasını ve insani yardımların rejimin kontrolü dışındaki sınır kapılarından geçirilmeye devam edilmesini zaruri görüyoruz. Ancak bu şekilde insani yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşabileceğine inanıyoruz. Dolayısıyla, BM’ye 2165 sayılı karardaki zaman sınırlamasını kaldırarak kararı Suriye’deki krizin sona ermesi ve mültecilerin vatanlarına dönmesine kadar geçerli sayması çağrısını yapıyoruz.
Uluslararası toplumun Suriye’de BM kararlarının tamamına uygun kapsamlı bir siyasi süreci gerçekleştirmemesi halinde, milyonlarca Suriyelinin akıbeti rejimin insani yardımlar konusunu kendi çıkarlarına kullanmasından doğan tehditlerle yüz yüze kalmaya devam edecektir. Bununla birlikte, siyasi çözümün yanı sıra, yaklaşık on yıldır Suriye halkını varil bombaları, füzeler ve kimyasal silahlarla bombalayan, tehcir eden ve öldüren savaş suçlularından hesap sorulması gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz.