Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
06 Ekim 2023 Cuma
Esed rejiminin Halep ve İdlib kırsallarına yönelik yoğun bombardımanı hakkında
Esed rejimine bağlı kuvvetler, son iki günde İdlib ve Halep kırsallarındaki 25 beldeye yönelik onlarca yaralanmasına ve ölmesine sebep olan yoğun bombardımanlar düzenliyor. Halep’in batısındaki Kefr Nuran beldesine düzenlenen top ateşi saldırısı sonucu aralarında çocukların olduğu aynı aileden beş kişi yaşamını yitirdi. Rejimin uzun suç siciline yeni suçları ekleyen bu saldırılar, uluslararası toplumun kararlı bir tutum sergilemesini zorunlu kılmaktadır.
Rejim güçlerinin aşırıcı bir terör örgütüyle bağlantılandırarak sivil yerleşim alanlarına yönelik bombardıman düzenlemesini en sert ifadelerle kınıyoruz. Bu bombardımanlar, hiç şüphesiz siviller arasında korku ve kaosu besleyerek 2011 yılından beri ülkede yaşanan kaos ve istikrarsızlığın sürmesini hedeflemektedir.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) olarak, rejimin bütün Suriyelileri hedef alan bu uygulamalarının ve savaş suçları işlemeye devam etmesinde başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) olmak üzere, uluslararası kararların varlığına rağmen harekete geçmeyen uluslararası toplumun da pay sahibi olduğuna inanıyoruz. Esed rejiminin kimyasal silah dahil çeşitli silahlarla onlarca savaş suçu işlemesine rağmen uluslararası güçlerin 2118 ve sayılı BMGK kararı çerçevesinde harekete geçmemesi izah edilemezdir. Zira 2013 yılında alınmış olan bu karar, rejimin kimyasal silah kullanması halinde BM bildirgesinin 7’inci maddesi kapsamında icraatlara girişilmesini zorunlu kılmaktadır.
SMDK olarak, rejimin sürdürdüğü bu saldırıları şiddetle kınarken uluslararası kanun ve anlaşmaların gereği olarak rejimden hesap sorulana kadar bu yoldaki çabalarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bildirmek istiyoruz. Bununla birlikte sivilleri hedef alan her türlü terör saldırısını da reddettiğimizi ifade ediyoruz. BMGK ve uluslararası toplumdan beklentimiz, Esed rejimi tarafından akamete uğratılan 2118 ve 2254 sayılı uluslararası kararlar çerçevesindeki siyasi geçiş sürecinin hayata geçirilmesini sağlaması ve rejimin işlediği bu suçları durdurmasıdır.