Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
30 Ağustos 2021 Pazartesi
Esed rejimi ve destekçilerinin Dera’da şiddeti artırması hakkında
Suriye’nin güneyindeki Horan (Dera) bölgesi, Esed rejimi ve İran’a bağlı mezhepçi terörist militanların toplu katliam ve soykırım hamlesiyle karşı karşıya. Rejim, Dera’da şiddetin durdurulması için yapılan müzakereleri öne sürdüğü meşruiyetini tanıma şartı gibi kabul edilemez şartlarla engelliyor.
Rejimin, işgalci İran’ın ajandasına hizmet etmek için sürdürdüğü tehcir ve soykırıma dayalı politikasına ve sivillere yönelik kuşatma, bombardıman ve terör uygulama ısrarına karşı Horanlı gençler ve sivil halkı temsil eden önde gelenler ise direnişi seçmiştir.
SMDK olarak, uluslararası topluma Dera’daki sivilleri koruma sorumluluğunu hatırlatmakla birlikte, Esed rejimi ve İran’a bağlı mezhepçi militanların bölgede makul bir çözüm için herşeyi yapan sivil halka yönelik yeni bir katliama girişme tehlikesine karşı uyarıyoruz.
Soykırım ve tehcir tehdidi altındaki Horan’ın kahraman evlatları, vatanları ve devrimlerini omuzlarında taşımakta ve uzun süredir devam eden acımasız bir kuşatmaya göğüs germektedir. Onlar herhangi bir provokasyona kapılmış değillerdir. Dolayısıyla bütün devrimci güçler, Horan’daki sivillerle dayanışma göstermelidir.
Uluslararası toplum, Esed rejimine kuşatmaları kaldırmak ve bombardımanları durdurarak, kabul ettiği anlaşmalara uygun davranması yönünde mesaj gönderecek sağlam bir tavır takınmalı ve rejim ile destekçilerinin planlarına karşı sorumluluk yüklenerek harekete geçmelidir. Uluslararası toplumun içinde bulunduğu bu sessizlik anlaşılabilir değildir.
Bizler, SMDK olarak Horan halkının savaş suçlularına karşı vatanını korumak için verdiği mücadelenin yanındayız. Topraklarını terk etmeme ve direniş ısrarlarını selamlarken, herhangi bir Suriyelinin vatanından tehcir edilmesine yönelik projeleri bir kez daha reddediyoruz.
Bölge ülkelerini İran’ın Suriye’deki kirli emellerine karşı bir kez daha uyarırken, Dera halkına karşı işlenen katliamlara sessiz kalmanın bu katliamlara ortak olmak anlamına geleceğinin altını çiziyoruz.