Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
01 Mayıs 2022 Pazar
BM Genel Kurulu’nun BMGK’daki Veto hakkını sorgulamaya ilişkin kararı hakkında
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) olarak, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun, BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto hakkına sahip 5 daimi üyeden herhangi birinin bu hakkı kullanması halinde 10 gün içinde toplanarak bunu sorgulama hakkına ilişkin L.52 sayılı kararını destekliyoruz.
BMGK’daki veto hakkı, son yıllarda bu hakka sahip olan ülkelerden tarafından masum insanlara karşılık kendilerinin ve Suriye’deki müttefiklerinin çıkarlarını koruma amacıyla kullanılmıştır. Bu sebeple, barışın garantisi olması beklenen bu hak, Esed rejimine karşı getirilen tasarıları 16 kez veto eden Rusya ve Çin tarafından, Esed rejimi ve İran’a bağlı mezhepçi militanların Suriye’deki katliamlarını garanti altına alma aracı haline getirilmiştir.
BM, 11 yıldır Suriye’de barışı sağlamak ve Esed rejiminden Suriye halkına karşı işlediği savaş suçlarının hesabını sormak noktasında yetersiz kalmıştır. Bu süreçte BM’nin rolü, yalnızca mültecilere yardım konusunda olurken Suriye halkının özgürlük, adalet ve kendisine karşı türlü katliamlar işleyen Esed diktatörlüğünden kurtuluş talebine bigane kalmıştır. Üstelik rejim tarafından işlenen bu katliamlardan yalnızca biri olan Şam’ın Tedamun beldesindeki sivil katliama ait görüntüler son günlerde The Guardian tarafından yayımlanmıştır.
Bununla birlikte BM, Esed rejimini tutuklayarak işkence altında tuttuğu yüzbinlerce Suriyeliyi serbest bırakmaya da zorlayamamıştır. Binaenaleyh uluslararası kurumlar, kuruluş amaçları olan hedeflere ulaşabilmeleri için bazı reformları hayata geçirmek zorundadırlar. BM Genel Kurulu’nun veto meselesinde aldığı karar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
SMDK olarak, yıllardır Esed rejimi ve destekçilerinin zulümleri altında olan Suriye dahil dünyanın her yerinde insanlığı destekleyecek ve barışı sağlayacak kararların arkasında olduğumuzu vurguluyoruz. Ayrıca, Suriye’deki insanlık dramının son bulmasının tek yolunun BM kararları çerçevesindeki siyasi geçiş sürecinin desteklenmesi ve Esed rejiminden işlediği savaş suçlarının hesabının sorulmasına bağlı olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz.