Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Bürosu
21 Ağustos 2021 Cumartesi
Asrın Katliamı Doğu Guta kimyasal saldırısının üzerinden 8 yıl geçti
Esed rejimi, 21 Ağustos 2013 günü Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Doğu Guta bölgesine kimyasal sarin gazları kullanarak düzenlediği saldırılarla asrın katliamını işlemişti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2017 yılında katliamın yıldönümü olan 21 Ağustos günü, “Terör kurbanlarını anma günü” olarak ilan edildi. Katliamın 8’inci yıldönümünü yaşadığımız bugün, Esed rejimi ve müttefiklerinin en büyük tanığıyken, özellikle Esed rejimi ile suçluları kendi haline bırakmakla sonuçlanan kimyasal silah anlaşmasının imzalanmasından sonra uluslararası toplumun bu insanlık suçuna karşı tavrı değişimler geçirmektedir.
Gerek bağımsız kurumlar, gerek resmi makamlar, gerekse BM tarafından yayımlanan raporlar, Esed rejiminin sarin gazı dahil kimyasal silahları bu katliamdan sonra da kullandığını açıkça göstermektedir. Buna rağmen BM ve uluslararası kurumlar, durum karşısında hiçbir şey yapmamaktadır.
Tarih bize, hiçkimsenin terör kurbanı olmaktan emin olamayacağını göstermiştir. Dolayısıyla uluslararası topluma düşen terörü bir araç olarak kullanan rejimlerin arz ettiği tehdidi görmek, bu rejimlerin insanlığın önüne koyduğu insani, siyasi, ekonomik, çevresel ve kanuni tehditlerin farkında olmaktır.
Dünya terör kurbanlarını anma günü olarak ilan edilen asrın katliamı Doğu Guta katliamının yıldönümü olan bugün, aynı zamanda yine Esed rejimi tarafından işlenen Maarrat Nasan, Dareya ve her gün yenisi eklenen diğer katliamları da anıyoruz. Maalesef ki Suriye’deki mevcut durumun rejim ve destekçileri tarafından işlenecek yeni katliam, soykırım ve tehcir suçlarına da açık olduğunun farkındayız. Bu suçların faillerinin hiçbirinden henüz hesap sorulmamış olması da bir insanlık ayıbı olarak önümüzde durmaktadır.
Terör kurbanlarına saygı ve onların desteklenerek, terör rejimleri ve terör örgütleri tarafından maruz bırakıldıkları zararların hafifletilmesi, birinci dereceden uluslararası adil bir suçlulardan hesap sorma mekanizması kurulmasını gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda, suçlulara herhangi bir siyasi ya da diplomatik koruma sağlanmasının önüne geçilmelidir. Bunlar olmadıkça terör, insanlığın geleceğinin bir parçası olmaya devam edecektir.
Asrın katliamının yıldönümünü andığımız bugün de bir kez daha şehit ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz. Şehit aileleri adına Suriye dosyasının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınmasını, Esed rejimi ve destekçilerinin Suriye halkına yönelik saldırılarının durdurulması için gerekli tüm icraatların yapılmasını talep ediyoruz.
Bu noktada, uluslararası toplum ve BM’nin Suriye’de yaşananlar karşısında acilen sorumluluk yüklenerek harekete geçmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede söz konusu taraflar, Cenevre 1 bildirgesi, 2118 ve 2254 sayılı uluslararası kararlar çerçevesinde ve BM Genel Kurulu’nun 262/67 sayılı kararına istinaden Suriye’de Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu yönetiminde bir siyasi geçiş süreci için gerekli adımları atmalıdır.