Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiğini ve rejimin Suriye’yi yönetme yetkisi bulunmadığını söyledi.
Her türlü terör örgütüyle mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, teröre desteği ateşle oynamak olarak değerlendirdi.
Fransız gazetesi Türkiye Dışişleri Bakanının Tahran ziyaretinin iki ülke arasında özellikle Suriye konusundaki derin ayrılığı ortaya çıkardığını yazdı.
Geçtiğimiz ay ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmenin ardından yapılan açıklamada‘’Esedsiz geçiş süreci’’ vurgusu yapılmıştı.
Ortak basın toplantısında konuşan Biden ”Suriye devrimcilerin desteklenmesinin yollarını ve Esedsiz bir geçiş sürecini mütalaa ettik. Ayrıca aşırı grupları sığınabilecekleri bir yerden mahrum bırakarak onların yenilgiye uğratılmasını konuştuk’’ demişti.
ABD Başkan Yardımcısı Biden, Türkiye’ye IŞİD’e karşı mücadele için kurulan uluslararası koalisyona katılması noktasında ikna edememişti. Türkiye hedefi Esed rejimini düşürmek olmayan ve terörün her türlüsü ile mücadeleyi amaçlamayan bir hareketin içinde yer almayacağını söylemişti.
Öte yandan ABD Suriye Eski Büyükelçisi Robert Ford, geçtiğimiz günlerde öz eleştiri niteliğinde bir açıklama yapmış, koalisyonun hava operasyonlarını sert bir dille eleştirerek ”Adeta Esed’in hava kuvvetleri gibi davrandık” ifadelerini kullanmıştı.
Koalisyon uçaklarının, Esed güçlerini muhasara altına alan Özgür Suriye Ordusu(ÖSO) birliklerini hedef aldığını hatırlatan Ford, saldırıyla Esed güçlerinin ablukadan sıyrıldığını saldırının Esed rejimini güçlendirdiğine dikkati çekmişti.
”Suriye’de koalisyon tarafından yapılan hava saldırıları ılımlı muhaliflere zarar vermiş ve inandırıcılığını azaltmıştır. Saldırılar Esed’e karşı savaşan Nusra Cephesi’ni de zayıflatmıştır. Oysaki bu konulardaki stratejimizi açıklığa kavuşturmalıydık. Nusra Cephesi’nin niçin vurduğumuzu açıklamalıydık.” İfadelerini kullanan Ford;
”Esed rejimi Suriye’ye hükmettiği sürece IŞİD’i hezimete uğratmamız mümkün görünmüyor. Bu yüzden Esed’e karşı baskıları artırmalıyız. Suriye’de 3 yıldan fazladır akmaya devam eden kanı durdurmalıyız.” Demişti.
Konuya ilişkin bir diğer itiraf ise ABD Savunma Bakanı Chuk Hagel’den gelmiş, Hagel yaptığı açıklamada ” Esed rejimi, IŞİD’le mücadele etmek için oluşturulan koalisyonun saldırılarından dolaylı olarak faydalandı” diyerek Suriye’deki kaosun müsebbibi olarak ise Esed’i, göstermişti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Hadi el-Bahra da daha önce yaptığı konuşmada bu duruma dikkati çekerek ”IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon güçleri ile Esed güçlerinin aynı hedefe yöneldikleri izlenimi var. Zira Esed rahat bir şekilde hareket edebiliyor.” demişti.
”Esed rejimi, IŞİD örgütünün varlığının ana müsebbibidir, Esed güçleri ülkede kaos çıkararak örgütün gelişmesine imkan tanımıştır” diye konuşan el-Bahra, rejime karşı mücadele edilmeden IŞİD’e karşı başarılı olunamayacağı değerlendirmesinde bulunmuştu.
El-Bahra sözlerini şöyle sürdürmüştü; ” Özgür Suriye Ordusu, uluslararası toplumla istişare etmeden önce IŞİD’a karşı savaş kararı almıştı. Çünkü bu örgüt Suriye halkına karşı büyük bir tehdit oluşturuyor. Koalisyonun düzenlediği hava saldırıları kara operasyonu il desteklenmedikçe zafer kazanmaktan söz edilemez.”
Koalisyon güçlerini karada ÖSO ile koordine olmaya çağıran el-Bahra ”Gerek ülkedeki terörün ana etkeni Suriye rejimine gerekse diğer terör gruplarına karşı savaşmak ve kazanmak için ÖSO’ya destek verilmeli” ifadelerini kullanmıştı.