İran Silahlı Kuvvetlerine yakınlığıyla bilinen “Defa Press” haber ajansı yayınladığı haberde Suriye’de 18 mezhepçi paralı askerin öldürüldüğünü duyurdu. Bu ay yaşanan çatışmalarda öldüğü kaydedilen paralı askerlerden birinin İran Devrim Muhafızlarına mensup bir subay, diğer on yedisinin ise Afgan “Fatimiler” grubuna mensup askerler olduğu kaydedildi.
Haberde, İran Devrim Muhafızlarına mensup Ahmed Hayari isimli subayın geçtiğimiz Pazartesi günü Lazikiye dağlarından yaşanan çatışmalarda öldüğü belirtildi. Ayrıca Hayari isimli subayın yanında bulanan İranlı gazeteci Muhammed Hasan Hasani’nin çeşitli yerlerinden yaralandığı ifade edildi.
İran resmi haber ajansı “İRNA” geçtiğimiz Temmuz ayında yayınladığı haberlerde İran Devrim Muhafızlarına mensup birçok askerin Suriye’de öldürüldüğünü duyurmuştu. Ayrıca Devrim Muhafızlarıyla birlikte hareket eden Afgan ve Pakistanlı milislerin de öldürüldüğünü kaydetmişti. Suriye devrimi başladığı günden bu yana 400 İranlı ve ona bağlı unsurun öldürüldüğü duyurmuştu.
Ancak askeri gözlemciler Suriye’de ölen İranlıların sayısının bu rakamın çok üzerinde odluğunu ifade ediyor. Yanıltıcı rakamlar verilerek İran kamuoyunun, Devrim Muhafızları ve ona bağlı milis birliklerinin Suriye’de verdiği ağır kayıplar konusunda yanıltılmak istendiği belirtiyorlar.
Ayrıca, Afgan Haber Ajansı KAMA’nın en son verilere göre; Suriye’de Esed güçleri saflarında yer alan 3500 Afgan savaşçı öldürüldü. İran devrim muhafızlarının bu kişileri İran’daki Afgan mülteciler arasından aylık 700 dolar ve İran’da oturum belgesi karşılığında devşirdiği kaydedildi.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun tepkisiz tavrının Esed rejimi ve işgalci İran güçlerinin Suriyeli sivillere yönelik katliamların artmasında önemli bir etken olduğunu ifade etti.
SMDK, Esed rejimine yönelik bütün askeri yardımları kınadı. Esed rejimine paralı asker, silah ve cephane yönünden kim hangi nedenle yarım ederse etsin, bunun kabul edilmez olduğunu, bu yardımları yapanların bu suça ortak olduğunu ifade etti. Hukuki ve insani sorumluluğun Esed’in gerçekleştirdiği katliamlara bir an önce son vermeyi gerektirdiğini belirtti.