Sınır Tanımayan Doktorlar Türkiye Sözcüsü Serap Öztürk, önceki gün Rus uçaklarının Suriye’nin İdlib kentindeki hastaneyi bombalamasıyla ilgili 11 kişinin cenazesine ulaşıldığını ve arama-kurtarma çalışmalarının halen sürdüğünü bildirdi.
Öztürk, yaptığı açıklamada, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Eylül 2015’ten bu yana tam destek verdiği Maret el Numan Hastanesinin önceki gün sabah saatlerinde bombalandığını hatırlattı.
Saldırı sırasında hastanede 25 personelin olduğunu tespit ettiklerini aktaran Öztürk, 15 personelin yara almadan kurtulduğunu, 3 personelin ise yaralı olduğunu kaydetti.
Öztürk, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Yılbaşından beri Suriye’de 17 hastaneye saldırı düzenlendi. Son yapılan saldırıdan sonra 5 personel, 5 hasta ve 1 refakatçinin cenazesine ulaşıldı. Enkaz arama çalışmaları devam ediyor. Saldırı sırasında kaç hasta olduğu bilinmiyor. Çünkü saldırı gece vardiyasından gündüz vardiyasına geçildiği sırada gerçekleşti. O yüzden içerideki hasta sayısını kestirmek şu an için bizim açımızdan zor. Ama ölü sayısının artmasından endişe ediyoruz”
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), daha önce konuyla alakalı bir açıklama yapmıştı.
SMDK, Saldırıların sorumluluğunun Moskova yönetimine yüklendiği açıklamada, “Uluslararası toplumun, Rusya’nın işlediği suçları engellemekten kendini soyutlaması, Rusya’nın mevcut siyasetine devam etmesine neden olacaktır. Bu durum Esed rejiminin sebep olduğu felaketi daha kötü noktalara taşımakla birlikte siyasi geçiş çabalarını olumsuz yönde etkileyecek ve Suriye’de yayılan terörist faaliyetlerin daha geniş alanlara taşmasına neden olacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
SMDK, Münih anlaşmasında belirlenen “çalışma grubunun” Rusya’nın, Suriye halkına yönelik işlediği ve siyasi çözüm çabalarının sahaya yansımasını engelleyen suçlarını acilen incelemesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası toplumun, Rusya’nın açık ihlallerini durdurmak için yeterince ciddiyet göstermemesinin Münih anlaşmasında elde edilen kazanımların kaybedilmesine neden olacağına kaydetmiş. Bu durumda Rusya ile birlikte uluslararası toplumun da sorumluluğa ortak olacağını belirtmişti.