İnsan Hakları Gözlemevi (Human Rights Watch-HRW), Lübnan yönetiminin Suriyeli mültecileri dönmeye mecbur etmek için başvurduğu baskı yöntemlerini eleştirdi. Mültecilerle dayanışma mesajı vererek, Lübnan hükümetinden mültecilerle ilgili uluslararası anlaşmalara uymasını talep etti.
HRW tarafından dün yayınlanan açıklamada, Lübnan yönetiminin Suriyeli mülteciler tarafından geçici yerleşimlerde kurulan küçük barınakları yıkma kararı almasını kınadı. Bu durumun mültecilere yönelik yasadışı baskı oluşturduğunu vurguladı.
Konuya dair bir açıklama yapan HRW Mülteci Birimi Koordinatörü Bill Wreilik, “Lübnan’daki bu hamlenin yerleşim hakkı kanununu ihlal ettiğini göz önününe almalıyız. Bu ayrıca, Suriyeli mültecileri dönmeye mecbur etmek için uygulanan yasal olmayan baskılardır” dedi.
Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmekten korkmaları için haklı sebepleri olduğunu belirten Wreilik, bunların tutuklanma, işkence görme ve öldürülme gibi riskler olduğuna değinerek, “Lübnan’da, kampların yıkılması gibi icraatlar Suriyeli mültecileri böylesi bir ortama dönmeye mecbur etmek için yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
Açıklamasında, Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin karşılaştıkları ihlaller hakkında bilgi veren Wreilik, şöyle devam etti;
“Toplu tutuklama, sınır dışı etme, ticaret mekanlarını kapatma ve el koyma, ruhsatsız araçların itlaf edilmesinin yanı sıra, zaten daha önce uygulanan sınırlamalar da devam ediyor. Bu sınırlamalar içinde sokağa çıkma yasakları, mültecilerin eğitim görmesinin önüne konan engeller ve çalışma ve ikamet hakları edinmelerinin zorlaştırılması var.”
Lübnan yönetiminin, Suriyeli mültecileri güvenli olmayan şartlara dönmeye mecbur etmemesi gerektiğine vurgu yapan Wreilik, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) verilerine göre, Lübnan’ın çeşitli yerlerinde ikamet eden yaklaşık 35 bin Suriyeli mülteciye ait meskenler için yıkım kararı alındığı bilgisini verdi.
Öte yandan, Suriyeli mültecilere yönelik baskılar, Lübnan içinde de tepkilerle karşılaşıyor.
Lübnan’da, geçtiğimiz günlerde, onlarca hukukçu ve aktivist, ortak bir bildiri yayınlayarak, ülkedeki Suriyeli mültecilerin maruz kaldığı ayrımcı kampanyayı eleştirmişti. Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil’i bu kampanyaya öncülük etmekle suçlamıştı.
Hukukçu ve aktivistler tarafından yayınlanan bildiride, ayrımcı kampanyanın “Katil Esed rejiminin” uygulamaları yüzünden ülkelerinden zorla göç etmiş suçsuz insanları hedef aldığına vurgu yapılmıştı. “Lübnan hükümetinin parçası olan bir taraf, bugün ve yıllardır, halkını tehcir eden Esed rejimine ortaklık ediyor” ifadeleri kullanılmıştı.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteci İşleri Dairesi ise Lübnan’daki mültecilerle ilgilenen çok sayıda avukat, gazeteci, aktivist ve siyasilerle toplantılar düzenlemişti. Toplantılarda, mültecilerin karşılaştığı zorluklar ve bu zorlukların sonlandırılarak mültecilerin korunması için neler yapılacağı konuşulmuştu.
Konuya dair bir açıklama yapan SMDK mülteci İşleri Dairesi Başkanı Emel Şeyhu, konuya dair bugün yaptığı özel açıklamada, Suriyeli mültecilerin güvenliğinden tamamen Lübnan hükümetinin sorumlu olduğunu söylemişti.
Şeyhu, açıklamasında, Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriyeli mültecilerin Esed rejimine teslim edilmesi uygulamalarını takip etme ve bu konuda acil soruşturma başlatma çağrısı yapmıştı.