Harvard Üniversitesi, Suriye diktatörü Beşşar Esed’in, DAEŞ terör örgütünü İran ile ortaklaşa kurduğunu gösteren gizli belgeleri açıkladı.
Alman gazeteci Christoph Router’in ele geçirdiği belgelerde, Esed’in eski Irak Hava İstihbarat Örgütü’nde subay olarak görev alan Semir Abd Muhammed el-Halfavi’yi, Ortadoğu’da mezhep savaşı çıkarmak ve Irak’ın istikrarını zedelemek amacıyla DAEŞ terör örgütünü kurmakla görevlendirdiğine yer veriliyor.
Belgelere göre, Hilfavi 2014’te Suriye ordusuna karşı giriştiği çatışmalarda öldürülmeden önce 2013’te Esed tarafından görevlendirildi.
Belgelerde, ayrıca, Esed rejimine bağlı savunma bakanlığının Suriye’deki kasaba ve kentlere din adamları ve şeyhler gönderdiği, bu yöntemle gençleri militarize etmek amacıyla şeriat ve ibadet eğitimi verdikleri ifade ediliyor.
Esed rejiminin, Suriye devrimini şiddete çekerek bu şeyhlerin işlerini kolaylaştırdığı ifade edilen belgelerde, Suriye halkına yönelik uygulanan şiddet yoluyla bastırma yönteminin DAEŞ militanlarına tam bir özgürlükle hareket imkanı verdiğine işaret edilerek, DAEŞ militanların ise rejim devrimcileri bombalarken hiçbir şekilde rejim güçlerine saldırmadığının altı çiziliyor.
Harvard Üniversitesinin açıkladığı belgelerde, DAEŞ terör örgütünün Suriyeli aşiretlerin arasına sızdığı ve başka ailelerin fertlerini öldürerek işledikleri bu suçları içine sızdıkları ailelere karşı tehdit olarak kullandığını da yer veriliyor.
DAEŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin, nasıl örgütün başına getirildiğine dair bilgiler içeren belgelerde, Hilfavi ve DAEŞ liderlerinin Ebubekir el-Bağdadi’yi ortaklaşa örgütün başına getirdiği ve Bağdadi’nin, örgüte daha fazla eleman devşirmek ve halk tabanı kazanmak için karizmatik bir lider olarak düşünüldüğü vurgulanıyor.
Harvard Üniversitesi tarafından, sözkonusu belgelere dair yayınlanan raporda, örgüt içindeki bazı liderlerin, Hilfavi’nin ölümü ve Musul’un ele geçirilmesinden sonra, Beşşar Esed’e itaatsizlik yaptığı bilgisi verildi. Örgütün artık Esed’e ihtiyaç duymadığını düşündüğünde ise Suriye ordusuna karşı çatışmalara giriştiği ve rejimin Rakka’da örgütü ÖSO’ya karşı korumasına rağmen rejime ait 17. Tugay’a saldırdığı ifadelerine yer verildi.