Uluslararası Bağımsız Kimyasal Silahları Yasaklama Komitesi (OPCW), dün yayınladığı açıklamada, Esed rejiminin OPCW’ye bağlı özel soruşturma ekibinin sivillere yönelik tekrarlanan kimyasal saldırıları araştırmak üzere Suriye’ye girişini engellediğini bildirdi. Rejimin, soruşturma sonuçlarını tanımadığını aktardı.
Konuya dair bir açıklama yapan OPCW Müdürü Fernando Arias, Esed rejiminin Suriye’deki yeni kimyasal silah saldırılarının sorumlularının belirlenmesi için oluşturulan ekibin ülkeye girişini engellediğini söyledi. Rejimin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdad’ın OPCW’ye, soruşturma ekibine vize verilmediğini bildirdiğini aktardı.
Arias, açıklamasında, “OPCW’ye, Esed rejimi tarafından biri 9 Mayıs ve 14 Mayıs 2019 tarihlerinde, soruşturma ekibinin Suriye’ye girişine izin verilmediğine dair iki mektup gönderildi” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) ve OPCW tarafından daha önce oluşturulan Ortak Soruşturma Komitesi (JİM), yaptığı soruşturmalar sonucunda Esed rejiminin Suriye’de sivilleri hedef alarak 20 kez sinir gazı olarak bilinen kimyasal Sarin gazı ve Klor gazı yüklü varil bombalarıyla saldırı gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
Rusya’nın, Aralık 2017’de OPCW-BM ortak komitesinin görev süresinin uzatılmasını veto etmesi üzerine OPCW tarafından yeni bir soruşturma komitesi kurulmuştu. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri, geçtiğimiz yıl, yeni komite için kabul oyu kullanırken, Esed rejimi ve Moskova yönetimi, komitenin kurulması kararını kabul etmemişti.
BM tarafından desteklenen ve 193 ülkenin üye olduğu OPCW, Hollanda’nın Lahey kenti merkezli olarak, dünyadaki kimyasal silahların yok edilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Esed rejimi tarafından en büyüğü 2012 yılınıın Ağustos ayında, başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesinde olmak üzere düzenlenen çok sayıda kimyasal saldırı sonucunda binlerce sivil yaşamını yitirmişti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Komitesi (SMDK), birçok kez yaptığı açıklamalarda, Suriye’deki kimyasal saldırılardan sorumlu olanların adil bir şekilde yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) çıkarılmasını talep etmişti.