Başbakan Davutoğlu, “Suriye’de barış istiyoruz. Bu konuda Türkiye kadar etkin başka bir ülke yok” dedi.
Al Cezire’den Cemal el-Şeyyal’ın sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’de barış istediğini, bu konuda etkin çalışma yürüttüğünü ifade etti.
Davutoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Ama ne kadar iyimser olduğumu soruyorsanız; gerçekçi olmalıyız. Biz iyimser değiliz çünkü şu ana kadar bütün bu diplomatik müzakereler rejim, Rusya, İran ve sahadaki İranlı unsurlar tarafından daha fazla insanı öldürmek üzere suiistimal ediliyor. Çok açık olmalıyım. Cenevre’deki son görüşmeler de Rusya’nın devam eden saldırıları sebebiyle dağıldı. Hava saldırısı yapmamaya söz vermeleri, Suriye halkı ve sivillere yönelik tüm saldırıların durdurulması Suriye Ulusal Konseyi’nin, Riyad Grubu’nun birinci haklı koşuluydu. İkinci koşul da muhalefetin SMDK çatısı altında temsil edilmesiydi ve bu gerçekleşti. Ama ilk koşul gerçekleştirilmedi ve Madaya’da olduğu gibi insanların açlığa terk edilmesi gibi barbarca taktikler sona ermedi.”
Son görüşmelerin devam etmemesinden, Esed rejimi ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu ifade eden Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Eğer aynı davranışı sürdürürlerse, yani bir tarafta zaman kazanmak için konuşurken diğer tarafta sivillere saldırmaya devam ederlerse, aynı şey yine olursa bu girişim başarılı olamaz. Eğer ciddilerse göreceğiz. Azez’de, Halep’te bombardıman olmazsa, bu onlar için bir turnusol testi olacak. Bir ülke ve hava, kara, kuvvetleri ve Şebihalarla birlikte tam kapasiteye sahip bir rejim ordusu düşünün. Son beş yıldır Halep’e saldırıyorlar, insanları öldürdüler ancak başarılı olamadılar. Hizbullah’ı çağırdılar. Hizbullah, İsrail’e karşı operasyonlarında başarılarıyla bilinir. Hizbullah Suriye halkını yenmekte başarılı olamadı. Sonra İran’ı çağırdılar. İran da geldi ve saldırdı. Ardından milisler geldi. DAEŞ geldi, Suriyeli muhaliflere saldırdı. DAEŞ’in arkasında tabii çok karanlık güçler vardı. Rakka’yı, Deyrezzor’u Suriyeli muhaliflerden aldı, rejimden hiçbir yer almadı. Son olarak, kahraman Suriye halkını yenmeye hiçbirinin gücü yetmeyince Rusya’yı çağırdılar. Rusya saldırıyor.Tüm bu kuvvetlere rağmen, hâlâ Halep’i, İdlib’i ve birçok şehir ve ilçeyi ele geçiremediler. Bu demektir ki zafer kazanan taraf Suriye halkıdır. “
Riyad Hicab’ın açıklamaları
Yüksek Müzakere Kurulu (YMK)’nın Riyad’daki olağanüstü toplantısı sonrasında konuşan YMK Genel Koordinatörü Riyad Hicab, Esed rejimi ve müttefiklerinin saldırıları durdurmasına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Esed rejiminin varlığının öldürme ve göçe zorlama siyasetine bağlı olduğunu belirten Hicab, Esed rejimi ve müttefiklerinin bunun idrakinde olduğu için siyasi süreci başarısızlığa uğratmak amacıyla ellerinden geleni yapacağını söyledi.
ABD ve Rusya arasında varılan mutabakat taslağına dair değerlendirmelerde bulunan Hicab konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Bu mutabakat karşısında tavrımız açıktır. Biz Münih’te gerçekleştirilen toplantıda alınan kararlar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Riyad konferansı çerçevesinde bize verilen yetkiler mucibince hareket etmeye devam ediyoruz. Bu husustaki istişarelerimiz sürüyor, resmi tavrımızı yakında açıklayacağız. Suriye’de akan kanın durdurulması için gösterilen uluslararası çabanın başarılı olmasını ve Bütün tarafların diyalog masasında bulunmasını isteriz. Diğer taraftan rejimle anladığı dilden konuşacak gücümüzde var.”
YMK’nın Riyad’da gerçekleştirdiği toplantıda rejim ve müttefiklerinin Suriye halkına yönelik saldırılara son vermesi amacıyla baskı yapılması için geçici ateşkes imkanlarının tartışıldığının ifade edildi. Bu çerçevede varılan sonuçların Hicab tarafından Suriyeli muhalif gruplara iletilerek görüş alış verişinde bulunulduğu kaydedildi.
Bu çerçevede geçici ateşkes için gösterilen uluslararası çabanın desteklenmesi gerektiği ifade edildi. Uluslararası aracıların öncülüğünde geçici ateşkes anlaşmasının imzalanabileceği, Rusya, İran ve onlara bağlı milis birliklerin saldırılarını durduracağına dair uluslararası güvence vermesi gerektiği belirtildi.