Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR), Esed rejimi ve destekçilerinin Suriye’de devrimin başladığı 2011 yılından beri şehirlere yönelik bombardımanlarının yol açtığı yıkıma dair bilgi verdi.
UNITAR tarafından yayınlanan raporda, uydu görüntülerine dayanarak, rejim ve müttefiklerinin bombardımanlarının sebep olduğu yıkıma yer verildi.
En büyük yıkımın Suriye’nin kuzeyindeki Halep kentinde meydana geldiğine değinilen raporda, kentteki 36 bin binanın kısmen ya da tamamen yıkıldığı kaydedildi.
Rapora göre, Halep’ten sonra en fazla yıkımın meydana geldiği yer Şam’ın Doğu Guta bölgesi olurken, bölgeyi sırasıyla Humus, Rakka, Hama, Deyr-i Zor ve Yermük Mülteci Kampı geldi.
Şam’ın Doğu Guta bölgesinde, 35 bin binanın yıkıma maruz kaldığına işaret edilen raporda, Humus’ta 13 bin 778, Rakka’da 12 bin 781, Hama’da 6 bin 405, Deyr-i Zor’da 6 bin 405 ve Yermük Mülteci Kampı’nda 5 bin 489 binanın kısmen ya da tamamen tahrip olduğu kaydedildi.
Esed rejimi ve destekçileri, Suriye’de Mart 2018 yılında başlayan barışçıl protestolara şiddetle karşılık vermiş ve devamında sivil yerleşim alanlarına yönelik yasaklı silahlar dahil kitlesel imha silahlarıyla bombardımanlar gerçekleştirmişti.
Rejim ve destekçilerinin bombardımanları Suriye şehirlerinde büyük yıkımlara sebep olurken nüfusun yarısından fazlasının göç etmesine sebep olmuştu.
Öte yandan, Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD hükümetleri, önceki gün, Suriye devriminin sekizinci yıldönümü münasebetiyle ortak bir açıklama yayınlayarak, Esed rejiminin Suriye halkının özgürlük ve adalet talebini şiddet yoluyla bastırmayı seçtiğini belirtmişti.
Dört ülke tarafından yayınlanan açıklamada, Esed rejiminin halkın taleplerine vahşi yöntemlerle karşılık vermesinin Suriye’de ikinci dünya savaşından sonra görülen en büyük insanlık krizinin yaşanmasına sebep olduğu vurgulanmıştı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “Suriye halkı için daha iyi bir gelecek olması yolunda çaba sarf ederek bedel ödeyen her kesimden Suriyeli kadın ve erkekleri takdir ediyoruz” ifadeleri kullanılmıştı.