Batılı devletler, Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre Suriye’de sivillere karşı kimyasal silah kullandığı ispatlanan Esed rejimin yargı önünde hesap vermesini talep etti.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power, uluslararası toplumun temel ilkelerini hiçe sayanlara karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK)’nın, güçlü adımlar atabilmesi için bütün üye ülkelerin destek vermesi gerektiğini söyledi.
Esed rejiminin kimyasal silah kullanmasının BMGK’nın 2118 sayılı kararına ters olduğuna dikkati çeken Power, ayrıca, kimyasal silah kullanımının, bu silahların kullanımını yasaklayan uluslararası ilke ve hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.
Power, suçluların cezalandırılmamasının, hesap vermemesinin mümkün olduğu yönünde bir kanı uyandıracağını ifade etti. Bu durumun, kimyasal silahların kullanımını yasaklayan sistemi de zaafa uğratacağını söyledi.
Power şöyle konuştu;
“Suriye’de, kimyasal silahların sürekli ve korkutucu şekilde kullanılması, kimyasal silahların kullanılmasını yasaklayan anlaşmayı tehlikeye sokmaktadır. Bu anlaşma yürürlüğü girdiğinden beri hiç bu kadar tehdit altında olmamıştı. Bu silahların kullanılmasını engellemek için yüz yıldır verilen mücadele sonucunda ortaya çıkan temel ilkelere ihanet edilmektedir.”
BM ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün oluşturduğu ortak tahkikat komisyonunun yayınladığı rapora işaret eden Power şunları söyledi;
“Bu raporlar, Esed rejiminin bir şekilde kimyasal silah kullandığını ispatlamaktadır. Suriye’nin çeşitli yerlerinde bu türden silahların kullanıldığına işaret eden vakıalar var. Bunun yanında, Esed rejiminin kimyasal silah kullandığına dair sayısı yadsınmayacak iddialar var. Örneğin daha birkaç hafta önce yine kimyasal silah kullanıldığına dair iddialar gündeme getirildi.”
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, kimyasal silah kullanılmasını sert bir şekilde kınayarak, “vicdansızca bir eylem” olarak niteledi. Steinmeier konuya ilişkin, “Kimyasal silah kullanımı, özellikle Suriyeli sivillere karşı kullanılması, kasıtlı olarak kimyasal silahlar anlaşmasının çiğnenmesi anlamına gelir. Bunun faillere hesap vermekten kaçamayacaktırlar” değerlendirmesinde bulundu.
Steinmeier, BMGK’da, raporun değerlendirilerek gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. Bu ihlallere son verilmesi için BMGK’da görüş birliği oluşması yönündeki temennilerini dile getirdi. Mevcut verilerin tartışma kabul etmeyecek kadar açık olduğunu belirtti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu;
“Kimyasal silah kullanımı derin acılara neden olmaktadır. Esed rejiminin bu silahları rast gele ve sürekli şekilde, aralarında çocukların da bulunduğu Suriye halkına karşı kullanması kabul edilemez bir eylemdir. Bir an önce durdurulması ve sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.”
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Birleşmiş Milletler (BM) Araştırma Komisyonu’nun, Esed rejimi tarafından kimyasal silah kullanıldığını ispat eden deliller elde ettiğini ilan etmesinin ardından, BM’den Esed rejiminden hesap sormasını istemişti.
SMDK tarafından, dün yapılan yazılı açıklamada, Esed rejiminin kimyasal silah kullanarak işlediği katliamların dosyalarının açılması istenmişti. Kimyasal saldırı emrinin kimin tarafından verildiğinin belirlenmesi için dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’ye sevk edilmesi gerektiği vurgulanmıştı.
Açıklamada, daha önce hazırlanan başka raporların da, Esed rejimi tarafından, sarin, hardal ve klor gazı gibi kimyasal silahlar kullanıldığını teyit ettiğine işaret edilmişti. Saldırılarda bin 500’den fazla sivilin hayatını kaybettiği hatırlatılmıştı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Çarşamba akşamı, BMGK’ya sunduğu üçüncü raporda, yapılan tahkikatlara göre; 2014 ve 2015 yıllarında Suriye’de meydana gelen 9 olayda Esed rejiminin kimyasal silah kullandığı yönünde şüpheler olduğunu dile getirmişti.
BM’deki batılı diplomatlar yaptıkları açıklamalarda, 2014 ve 2015 yıllarında Suriye içeresinde 7 bölgede gerçekleşen 9 vakıanın, rapor çerçevesinde incelendiğini belirterek, tahkikat heyetinin vakıa hakkında kesin sonuçlara ulaşamadığını kaydetmişti.