Suudi Arabistan’ın Zahran kentinde, Kral Selman bin Abdülaziz’in başkanlığında gerçekleştirilen ve “Kudüs Zirvesi” olarak isimlendirilen 29’uncu Arap Birliği Zirvesi sona erdi.
Zirve sonrası yayınlanan sonuç bildirgesinde, Suriye‘nin toprak bütünlüğü, egemenliği, istikrarı ve güvenliğinin korunmasına vurgu yapılarak, Suriye’nin başkenti Şam’a bağlı Doğu Guta’daki gerginliği ve İran’ın bölge ülkelerine yönelik müdahaleleri de kınandı.
Bildiride, Suriye krizinin tek çıkış yolunun bütün tarafların onayını alacak ve halkın taleplerini gözetecek bütün Cenevre-1 bildirisine dayalı siyasi çözüm olduğu belirtildi.
Zirvede bir konuşma yapan Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah,
Suriye’deki son gelişmelere değinerek, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanması sonucu düzenlenen hava saldırılarını endişeyle takip ettiklerini kaydetti.
Yüksek Müzakere Heyeti (YMK) Başkanı Nasr el-Hariri, önceki gün yaptığı açıklamada, Esed rejimi ve müttefiklerinin sivillere yönelik, kimyasal olan ve olmayan, bütün saldırılarının durdurulması çağrısında bulunmuştu.
Hariri, sosyal paylaşım hesabından yaptığı açıklamada, “Rejim ve müttefiklerinin, kimyasal ya da konvansiyonel, sivillere yönelik her türlü saldırıları durdurulmalıdır. Varil bombaları, misket bombaları ve diğer silahlarla ölen Suriyelilerin sayısı kimyasal silahlarla ölenlerden daha fazla” ifadelerini kullanmıştı.
Hariri, açıklamalarını şu şekilde sürdürmüştü;
“Rejim belki de bundan sonra kimyasal silah kullanmayacak. Ancak varil bombası başta olmak üzere uluslararası sistemin izin verdiği silahları sivillere karşı kullanmakta tereddüt etmeyecek.”