Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 30 Kasım Dünya Kimyasal Saldırı Kurbanları Günü münasebetiyle yayımladığı raporda, “kimyasal saldırılarla bin 500 Suriyeli sivin ölümüne ve 12 bin sivilin yaralanmasına sebep olan Esed rejiminden hesap sorulmadan adaletin sağlanamaz” ifadelerini kullandı.
SNHR’nin resmi internet sitesinde bugün yayımlanan raporda, Esed rejiminin Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklama Komitesi’ni (OPCW) aldattığı ve 2013 yılında OPCW ile anlaşmaya varmasına rağmen kimyasal silah üretimine devam ettiği kaydedildi.
OPCW’nin 14 Ekim 2020 tarihinde Suriye’deki kimyasal silahların yok edilmesi için Esed rejimine 90 gün süre verdiğine dikkat çekilen raporda, rejimin ise henüz elindeki kimyasal silahlara ilişkin bilgi vermemekle birlikte, bu silahların yok edilmesine yönelik bir adım atmadığı aktarıldı.
Raporda, uluslararası toplumun rejimin kimyasal saldırılarına karşı sadece kınama açıklamalarıyla yetindiğine vurgu yapılırken, bu durumun hala elindeki kimyasal silahların yerini bile açıklamayan rejime 193 ülkenin imzaladığı anlaşmaları ihlal etme cesareti verdiğinin altı çizildi.
Öte yandan, raporda yer alan bilgilere göre, Esed rejiminin ilk kez kimyasal silah kullandığı 23 Ağustos 2012 tarihinden bu yana Suriye’de 222 kimyasal saldırı gerçekleşti. Bunların 217’si Esed rejimine bağlı kuvvetler tarafından düzenlendi.
Esed rejiminin kimyasal saldırıları sonucunda bin 409’u sivil bin 510 kişi yaşamını yitirdi. Bunların arasında 205 çocuk, 260 kadın, 94 muhalif savaşçı ve muhaliflerin elinde esir bulunan 7 rejim militanı yer aldı. Esed rejiminin kimyasal saldırılarında 11 bin 080 kişi yaralanırken, DEAŞ terör örgütü tarafından düzenlenen saldırılarda ise 132 sivil yaralandı.
SNHR, yayımladığı raporda ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Esed rejimine yönelik askeri, siyasi ve ekonomik yaptırım uygulama çağrısı yaptı.
Raporda, Esed rejiminin destekçilerinden rejim militanlarının düzenlediği kimyasal saldırıları kınamasını talep eden SNHR, bu ülkeleri Suriye’de demokratik düzene ve istikrara ulaşmayı mümkün kılacak BMGK kararları çerçevesindeki siyasi geçiş süreci için rejime baskı kurmaya davet etti.