Esed rejimine bağlı güçler ve rejime bağlı militanların, geçtiğimiz Cuma gecesi, Suriye’nin güneyindeki Suveyde kentindeki Merkez Hapishanesine yönelik yaptığı baskın sonucu 3 tutuklu hayatını kaybetti, 27 tutuklu yaralandı. Yaralanan tutuklulardan Hama doğumlu Muhammed Kasım Raslan, dün sabaah saatlerinde şehit oldu.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)’nın, konuya ilişkin yayınladığı yazılı açıklamada, “Esed rejimi, tutukluların kanuni ve meşru taleplerine karşı kanlı bir bastırma yöntemi uyguluyor. Tutuklular ise, adalet ve özgürlüğe olan inançlarını yitirmeyerek, gerçekleşeceği saati bekleyip hakkın yanında duruyor” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, rejim tarafından yapılan bu hamlenin, özellikle rejim güçlerinin, barışçıl olan bu protestoya karşı tutuklulara gaz bombası ve gerçek mermilerle saldırmasının vahim sonuçları olacağı uyarısı yapıldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’ya, rejim tarafından yapılan baskını derhal durdurmak için harekete geçme çağrısı yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Temsilcisi’nin, BM tarafından alınan 2254 sayılı uluslararası karar çerçevesinde, konuyu araştırmak üzere bölgeye bir araştırma komitesi göndermesi, tutukluların serbest bırakılmasını sağlaması ve tutukluların güvenliğini sağlaması talep edildi.
Öte yandan, Esed rejimine bağlı İçişleri Bakanlığı tarafından hapishaneye gönderilen araştırma kommitesi, 2 gündür internet ve telefon şebekesinin kesik olduğu hapishanede bulunan mahkumlardan cep telefonlarını 24 saat içinde teslim etmelerini istedi. Tutuklular ise telefonlarını teslim etmeleri halinde kendilerine yönelik baskının artırılacağı ve dış dünyayla iletişimlerinin tamamen koparılacağından çekiniyor.
SMDK tarafından yayınlanan yazılı açıklamada, hapishanede onlarca tutuklu ve kayıp sivil bulunduğuna işaret edilerek, rejimin diğer hapishanelerinde bulunan onbinlerce tutuklunun da Suveyde Merkez Hapishanesi’nde yaşanan olayın benzeriyle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Suriye’de 5 yıldır uygulanan hapishane şartlarının ve tutukluların yaşadığı mağduriyetlerin iyileştirilmesi için uluslararası ve insani bir farkındalığa ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.