Esed rejimine bağlı güçler, dün, Humus’un kuşatma altındaki el-Vaır semtine havan topları ve tank ateşiyle bombardımanlar düzenledi. Sivillere ait binaların hedef alındığı bombardımanda 1 kişi hayatını kaybederken 11 kişi yaralandı. Sivil savunma ekipleri bombardımandan hemen sonra arama kurtarma çalışmaları başlattı.
Öte yandan, Humus’un kuzeyinde bulunan devrim taraftarı aktivistler, Humus’un kuşatma altındaki el-Vaır semtiyle dayanışma halinde olmak ve rejimin semte uyguladığı kuşatmanın kaldırılması için başlattıkları açlık grevini sürdürüyor. Aktivistler, semte uygulanan kuşatmanın kaldırılarak semte insani yardım koridoru açılmasını talep ediyor.
Rejim güçleri, 100 bini aşkın sivilin yaşadığı el-Vaır semtine giden bütün yolları kapatmış durumda. Esed rejimine bağlı güçler el-Vaır semtinin yanısıra Suriye genelinde 26 bölgeyi daha kuşatma altında tutuyor. Kuşatma altındaki bazı bölgelerde çoğunluğu çocuk onlarca sivil açlıktan hayatını kaybetti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Yasa Komitesi Üyesi Mervan Haco el-Rifai, dün yaptığı açıklamada, “Uluslararası yardım kuruluşları, Suriye’nin başta Şam’ın Dareyya kasabası ve Humus’un el-Vaır semti olmak üzere kuşatma altında bulunan bölgelerindeki sivillerin mağduriyetlerine isteksiz ve ilgisiz kalıyor” demişti.
Rifai, BM’nin yardım kuruluşları, Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’nın Büro Müdürü ve uluslararası yardım kuruluşlarının sorumluluk yüklenmemesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Bu durumun, uluslararası yardım kuruluşlarının belirlenen görevlerine ve insan haklarına aykırı olmasının yanısıra, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’nın kuşatma altındaki bölgelere Esed rejiminden onay alınmaksızın insani yardım ulaştırılmasını ve sözkonusu bölgelere insani yardım koridorları açılmasını öngören 2165 ve 2254/12, 13, 14 sayılı kararlarıyla çeliştiğini belirtmişti.
BM’nin, Suriye’ye insani yardım ulaştırmk için Esed rejiminden izin alamamasını ve Esed rejiminin yöntem ve üslubunu kabul etmesini eleştiren Rifai, “İşlenen bir suçun izlerini silmek için suçludan izin almak makul olabilir mi?” diye sormuştu.