Esed rejimi, Suriye hapishanelerindeki tutuklulara yönelik ihlallerini örtmek için yeni mekanizmalar üretiyor. Rejim yetkilileri, bu kapsamda tutuklu yakınlarına akrabalarının hapishanede “vefat” ettiğini tebliğ ediyor. Yayınlanan yeni belgelere göre, rejim hapishanelerindeki ölü sayısı geçtiğimiz yılın son ayları ile bu yılın ilk aylarında gözle görülür bir şekilde arttı.
Hakikat ve Adalet için Suriyeliler Örgütü, Beşşar Esed rejiminin, Hama ilinde, alıkoyduğu ve akıbetleri bilinmeyen kişilerden en az 700’ünün cezaevlerindeyken öldüğünü bu yılın başından itibaren nüfus dairelerine ilettiğini açıkladı.
Suriyeli sivil toplum kuruluşlardan Hakikat ve Adalet için Suriyeliler Örgütünün yayımladığı rapora göre, Esed rejimi Hama ilinde alıkoyduğu kişilerden en az 700’ünün öldüğünü bu yılın başından itibaren nüfus dairelerine iletti.
Raporda, nüfus dairelerinin ölenlerin bilgilerini aileleriyle kademeli olarak paylaştığı ifade edilirken, rejimin öldürdüğü tutukluların cenazelerini ailelerine teslim etmediği aktarıldı.
Raporda, ayrıca, rejime bağlı nüfus dairelerinin kasım 2018 ile aralık 2019 arasında çok sayıda aileye yakınlarının hapishanede vefat ettiğini bildirdiği kaydedildi.
Başta başkent Şam ve kırsalı olmak üzere Hama, Halep ve Haseke gibi birçok Suriye kentinde bulunan nüfus daireleri, 2018 yılının mayıs ayından itibaren kademeli olarak hapishanede ölen tutukluların isim listelerini açıklamaya başlamıştı. Birçok aile, rejim tarafından alıkonulan ya da kaybolan yakınlarının ölüm haberlerini nüfus dairelerinden almıştı.
Uluslararası Suriye Bağımsız Soruşturma Komitesi (JIM) 27 Kasım 2018’de yayınladığı raporda, kayıpların nüfus kayıtlarında yapılan değişikliklerin (ölüm) Esed rejiminin söz konusu kayıpların akıbetlerinden haberdar olduğunu ortaya koyduğunu bildirmişti.
Suriyeli aktivistler ise rejim tarafından yayınlanan bu nüfus listelerini “ölüm listesi” olarak nitelerken, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) yayınladığı açıklamalarda, Esed rejiminin hapishanelerde işkence ve infazları sürdürmesinin kendisine muhalif olan herkesi yok etme politikasına işaret ettiğini ifade etmişti.