Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezi Başkanı Eva Savelsberg, PYD’nin, Suriye’de insan haklarını ciddi boyutta ihlal ettiğini söyledi.
PYD’nin çocuk asker kullanımına son vermesi için merkez olarak kampanya başlattıklarını söyleyen Savelsberg, bölge halkına, gazetecilere ve Kürt siyasetçilere uygulanan yoğun baskılar ve infazlara işaret ederek, “Savaş, PYD’nin insan hakları ihlallerinin mazereti olamaz” dedi.
Esed rejiminin 2009 yılında bölgedeki Kürtlere ve Araplara yönelik insan hakları ihlallerini izlemek için “Kurd Watch” projesini hayata geçirdiklerini anlatan Savelsberg, 2012 yılı itibarıyla tanık oldukları süreç hakkında şunları söyledi;
“Suriye’nin kuzeyindeki kontrolün Esed rejimi tarafından PYD’ye devredilmesi üzerine 2012 yılı itibarıyla çok kötü bir sürece tanıklık etmeye başladık. PYD, Esed rejiminin insan hakları ihlallerini aratmayacak nitelikte bir süreç başlattı. Tek fark şimdi işkence yapanlar Arapça değil Kürtçe konuşuyor. PYD, Baas benzeri bir rejim inşa etti.”
PYD’nin, PKK’nın Suriye’deki kolu olduğunu, aralarında fark bulunmadığını dile getiren Alman uzman, şunları söyledi;
“PYD, PKK’nın Suriye kolu, Osman Öcalan tarafından 2003 yılında Kandil’de kuruldu. Abdullah Öcalan’ın Suriye’den sınır dışı edilmesi sonrasında PKK, Suriye’deki yandaşlarını bir arada tutabilmek ve faaliyetlerini sürdürebilmek için PYD’yi kurdu.”
Savelsberg, PKK’nın son yıllarda değiştiği, kendi halkını öldürmediği, siyasi bir örgüte dönüştüğü iddialarının gerçekleri yansıtmadığını vurgulayarak, “PYD ile ilgili Batı kamuoyundaki hakim olumlu algı bölgedeki gerçekleri yansıtmıyor” dedi.
Savelsberg, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Batı gerçekte kimin silahlandırdığının bilincinde olmalı. Olası sonuçları iyi değerlendirmeli. İnsan hakları ihlalleri gerçekleştirenlere destek verenler bu ihlallerden de sorumlu olurlar. PYD’nin temel demokratik hakları uyguladığına gerçekten inanan çok saf insanlar var. Bunun gerçeği yansıtmadığını bilenler ise ‘Elimizde başka kimse yok bu nedenle onları silahlandırıyoruz.’ diyor ama PYD bu silahları sadece IŞİD’e karşı kullanmıyor.”
PYD’nin Suriyeli Kürtlere zulüm ettiğini, verilen silah desteği ile Suriye’de PKK’lı olmayan Kürtlere baskı uygulandığını anlatan Savelsberg, şu ifadeleri kullandı;
“PYD, kendinden olmayan Suriyeli Kürtlere zulüm ediyor. Farklı görüşlere izin vermiyor. 2011 yılı itibarıyla Esed rejimi karşıtı Kürtler PYD tarafından infaz edilmeye başlandı. Bağımsız gazeteciler, bağımsız aktivistler baskıya uğradı. PYD hapishanelerinde 100’ü aşkın Kürt siyasi tutuklu bulunuyor. Diğer Kürt partilerin ofisleri saldırılara hedef oluyor, üyeleri gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. PYD hapishanelerinde işkence yapılıyor.”
Savelsberg, iki yıl önce Alman Dışişleri Bakanlığının desteğiyle Irak’ın kuzeyindenAlmanya’ya kaçırmayı başardıkları bir kız çocuğunun yaşadıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Suriye’nin Kamışlı kentinden, Irak’ın kuzeyindeki bir kampa zorla kaçırılan bir kız çocuğu götürüldüğü kampta çok sayıda çocuk olduğunu, sık sık kaçma girişiminde bulunulduğunu, 17 yaşındaki bir kız çocuğunun 9 kez kaçma girişiminde bulunması üzerine kamp alanında toplanan çocukların ortasında, silahla kafasından vurularak infaz edildiğini anlattı. Biz kamptan kaçmayı başaran bu kızı Alman Dışişleri Bakanlığının desteği ile Almanya’ya getirmeyi başardık. Ailesi ile burada yaşıyor artık. PKK’nın değiştiği savı bir halkla ilişkiler kampanyasından ibaret.”
Suriye Diktatörü Beşşar Esed’in üç röportajında da Suriye’nin kuzeyinin denetimini devrettikleri PYD’yi silahlandırdıklarını açıkça söylediğini hatırlatan Savelsberg, “Esed ile PKK’nın işbirliği pragmatik bir esasa dayanıyor. Öcalan’ın sınır dışı edilmesi öncesine dayanan ortak tarihleri var. O dönemde var olan ve devreye sokulan ilişkiler söz konusu.” dedi.