Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) Almanya Temsilcisi Bessam Abdullah, Avrupa’nın mülteci sorununu çözmek istiyorsa Almanya’nın öncülüğünde siyasi irade göstererek Suriyeliler için şuan en gerekli şey olan ve Esed rejiminin başlarına yağdırdığı varil bombalarından korunmasını sağlayacak uçuşa yasak bölge ilan etmesi gerektiğini ifade etti.
Abdullah, ‘’Telgraf’’ gazetesinde yayımlanan makalesinde, Avrupa Birliği’nin büyük bir mülteci sorunuyla karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, birinci sebebin Esed rejiminin kendilerine karşı 4 senedir yürüttüğü, kimyasal saldırıları da içeren katliam dolu, her gün çarşılara bombaların yağdığı, yerleşim birimlerinin patlayıcı varil bombalarıyla hedef alındığı, aşırı ve mezhep yanlısı grupların tehlikesinin her geçen gün arttığı savaş karşısında, hallerinin düzelebileceği ümidini yitirmiş olmaları ve komşu ülkelerin ise daha fazla mülteciyi barındırabilecek kapasitede bulunmamasını olduğunu ifade ederek bu insanların tüm tehlikeleri göze alarak yollara düştüğüne işaret etti.
Esed rejiminin savaş helikopterleriyle sivillere karşı keyfi saldırlar düzenlediği, varil bombalarıyla her gün onlarca sivilin canına kıydığını ifade eden Abdullah, elinde savaş helikopteri bulunduran tek taraf olarak Esed rejiminin bu saldırılardan sorumlu olduğunu ve varil bombalarıyla yapılan saldırılarda IŞİD’in saldırılarından daha fazla sivilin katledildiğini söyledi. Abdullah, Tüm bunlara karşı ve koalisyon uçaklarının Suriye’nin semalarında uçmasına rağmen uluslar arası toplumun ölümleri durdurmak için hemen hemen hiç bir şey yapmadığını belirtti.
Abdullah uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin Suriyelileri mülteci olmaya zorlayan Esed rejiminin terör taktiklerinden birini durduracağını ifade ederek, böylece Esed’in savaş uçak ve helikopterlerinin sivillere saldırılarının etkili bir şekilde önleneceğini, insani yardımların güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlayacağını ve her hafta 200-250 insanın hayatını kurtaracağını dile getirdi.
Abdullah, ayrıca uçuşa yasak bölge ilanının Suriye’nin ihtiyacı olan Rusya dahil uluslararası toplumun kabul ettiği siyasi geçiş süreci için Esed rejimini görüşmelere zorlayacağını belirtti.
Esed ve ona silah, para desteği veren, doğrudan milislerini Suriye’ye gönderen, Hizbullah milislerinin Suriye müdahalesini finanse eden müttefiki İran’ın dışında herkesin hedefinin siyasi çözüm olduğunu vurgulayan Abdullah, uçuşa yasak bölge ilanının Esed ve İran’ın bölgesel stratejilerinde değişikliğe gitmelerini sağlayacağını belirtti.
Bunun yapılabilmesi için vaktin çok önemli olduğunu söyleyen Abdullah, Tahran’daki rejiminin varılan anlaşmanın ardından dondurulan paralarına ulaşması için az bir zaman kaldığına ve böylesi bir durumda İran’ın bu paraların bir kısmını Esed’in vahşetini artırmasına destek olarak kullanacağına dikkati çekti.
Uluslararası ortaklara İran’a karşı uyanık kalmalarını ve anlaşmayı takip etmeli gerektiğini ifade eden Abdullah, BM Güvenlik Konseyi’nin 2015 yılında aldığı 2231 sayılı karar gereği bu kaynakların Esed rejimine ölüm aleti olarak sunulmamasını garanti altına alınmasından uluslar arası toplumun sorumlu olduğunu hatırlattı.
SMDK Almanya Temsilcisi, uluslar arası toplumun Suriye konusunda med-cezirlere yoğunlaşırken Esed rejiminin sivilleri hedef alan varil bombalı saldırıları artırmasını Suriyeliler için en acı gerçek olduğunu ifade ederek, Esed’in devrimcilerin kontrolündeki bölgelere alçakça saldırılar düzenlediğini ve bu saldırılardan kurtulmak isteyen başka bir yere yönelen aileleri de Esed’in hava saldırılarının karşıladığını söyledi. Abdullah, bu insanlar için makul tek yolun canlarını kurtarmak için ülkeden kaçmak olarak görüldüğünü ifade etti.
Bazı Avrupa ülkelerinin Suriyeli mülteciler karşısında adeta bir duvar örerek geçişlerine izin vermediklerini belirten Abdullah, Esed’in sivillere yönelik saldırılarının ardından güvenliğin ortadan kalkması nedeniyle ortaya çıkan Suriyeli mülteci krizinin kökünden çözmeleri gerekirken bu ülkelerin ‘’çok derin bir yaranın üzerine bandaj koyarcasına’’ hareket ettiğini dile getirdi.
Uluslararası toplumun, diplomatik çabalarla müzakerelere yönelten bir güç olması gerektiği ve bu noktada güvenli bölge oluşturulması için uğraş vermesi gerektiğini ifade eden Abdullah, güvenli bölge oluşturulmamasının hiçbir geçerli nedeni olamayacağını belirtti. Abdullah, uluslararası arenada ortaklarla yapılan görüşmelerde Akdeniz’deki deniz filosunun uçuşa yasak bölge ilanı için yeterli güce sahip olduğunu hem daha ucuz hem de ABD öncülüğündeki koalisyon askerlerinin maruz kaldığı tehlikelerin aza indirgenmesi manası taşıdığının ifade edildiğini de dile getirdi.
Abdullah, uçuşa yasak bölge ilanının Esed’in savaş uçaklarının bombardımanlarında kaçan Suriyelilerin yükünü hafifleteceğini vurgulayarak, ayrıca Suriyelilerin şiddetle ihtiyaç duyduğu Avrupa’nın Suriye’de ciddi manada siyasi çözümü istediğinin delilinin sunulmuş olacağını belirtti.