Suriye Müzakere Heyeti (SMH) Dış İlişkiler Ofisi, bugün, Suriyeli mültecilere ilişkin uluslararası bir sempozyum düzenledi. Telekonferans üzerinden yapılan sempozyuma, Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgeler ve civar ülkelerden Suriyeli mültecilerin yanı sıra, insan hakları aktivistleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile Almanya, ABD, Kanada, İngiltere, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcileri katıldı.
Sempozyumda bir konuşma gerçekleştiren SMH Başkanı Enes el-Abde, dünyanın çeşitli ülkelerinde Esed rejimi tarafından vahşi yöntemlerle tehcir edilen yaklaşık 13 milyon Suriyeli mültecinin yaşadığına işaret etti. Mültecilerin mağduriyetlerinin giderilmesi çağrısı yaparak, bunun ancak 2254 sayılı BM kararı ve Cenevre bildirgesi çerçevesinde, Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu’nun oluşturulacağı ve mültecilerin dönüşü için uygun şartların sağlanacağı siyasi çözüm süreciyle mümkün olabileceğini kaydetti.
El-Abde, mültecilerin BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından belirlenen uluslararası şartlara uygun olarak, onurlu ve gönüllü bir şekilde evlerine geri dönmelerinin sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
Sempozyumda söz alan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteci İşleri Dairesi Koordinatörü Adnan Rahmun ise Suryeli mültecilerin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çektiği konuşmasında, “Mülteciler sorunu esasında siyasi bir sorundur ve bu soruna siyasi bir çözüm getirilmelidir. Mültecilere yönelik insani yardım çalışmalarının önemi inkar edilemez ancak bu çalışmalar siyasi çözüme alternatif değildir” dedi.
Konuşmasında, Suriye’ye ilişkin siyasi çözümün mültecileri eksene alarak öne çıkan güvenlik ve adalet ile ilgili sorunlara çözüm getirmesi gerektiğini vurgulayan Rahmun, “Mültecilerin geri dönüşü meselesi, sadece insanların doğum yerlerine fiziki olarak dönmesinden ibaret değildir. Bunun için tatmin edici bir altyapıya ihtiyaç duyulmaktadır” ifadelerini kullandı.
Rahmun, konuşmasında ayrıca, güvenlik ve barışın sağlanması, ancak kapsamlı bir yönetim mekanizmasının belirlendiği, suçluların hesap vermekten kaçmasının engellendiği, silahların devlet elinde toplandığı ve adil yargıya fırsat verildiği bir siyasi çözümle mümkün olabileceğini vurguladı. Bütün bunların da 2254 sayılı BM kararı ve Cenevre bildirgesi çerçevesindeki siyasi çözüm sürecinin ön gördüğü Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu ve Suriye’de güvenli ve tarafsız ortamın kurulmasını gerektirdiğini sözlerine ekledi.
Öte yandan, sempozyum sonunda yayımlanan ortak bildiride, AB Büyükelçisi Walter Stevens, Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Michael Aunghren Steinberg, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Sadık Arslan, İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Miriam Sherman, ABD’nin BM Daimi Temsilciliği Vekili Mark Casayer, Kanada’nın BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Tamara Mawahini’nin imzası yer aldı.
Daimi Temsilciler, ülkelerinin uluslararası kararlar çerçevesinde mültecileri ve Suriye’de siyasi çözümü desteklediğini belirtirken, mültecilerin geri dönüşünün 2254 sayılı uluslararası karar çerçevesindeki siyasi geçiş sürecinde somut ilerlemeler kaydedilmesine bağlı olduğunun altını çizdi.
Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri ise sempozyumda yaptıkları konuşmalarda, özgürleştirilmiş bölgelerin yanı sıra, Lübnan, Ürdün ve Türkiye gibi civar ülkelerde bulunan Suriyeli mültecilerin durumu ve mültecilerin mülkiyet haklarına ilişkin sorunlara dair sunumlar yaptı.
Konuşmalarında, Suriye’deki tutukluların durumuna da ışık tutan temsilciler, tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Sempozyum sonunda ayrıca, Suriyeli mülteciler sorununa dair bazı tavsiyelerde bulunulurken, sorunların çözümü için uluslararası kararlar çerçevesindeki siyasi çözüm sürecinin işletilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Katılımcılar, Suriyeli mültecilere Esed rejimi, Rusya ve İran tarafından kurban edilmiş insanlar gözüyle bakılması gerektiğine işaret ederken, mülteci sorununun dönüş için uygun şartlar oluşturularak tutuklamaların sonlandırılması yoluyla çözümünün önemli olduğunu kaydetti.