Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Yönetimi, dün, İstanbul’daki SMDK binasında Türk Akademisyen ve Gazetecilerle bir toplantı düzenledi. Suriye’deki son saha ve politik gelişmelerin ele alındığı toplantıda, Türkiye’deki Suriyeli mülteciler konusu ile Suriyelilerin komşu ülkelerde bulunmasına neden olan hakikatler de konuşuldu.
Toplantıda, SMDK tarafından Başkan Salim el-Muslat’ın yanı sıra, yardımcıları Abdulahad Astifo ve Ruba Habbuş ile SMDK Siyasi Kurulu Sekreteri Abdulmecid Bereket, Siyasi Kurulu üyesi Abdulbasıt Abdullatif ve Genel Kurul üyesi Yusuf Mahli yer aldı.
SMDK Başkanı Salim el-Muslat, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye hükümeti ve halkına Suriyelileri ağırlamaları ve gösterdikleri ev sahipliği nedeniyle teşekkür etti. Türkiye’nin, Suriye halkının uluslararası platformlarda haklarının korunmasında önemli bir rolü olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin Suriyeliler için yaptıkları, gelecek nesillerin zihinlerinde her zaman kalacaktır” dedi.
“SMDK’nın Ankara Ofisi’nin kapatılması tamamen iç karardır”
El-Muslat, Türkiye ile ilişkilerinin her zaman çok iyi olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında, “Kısa süre önce Ankara’daki SMDK ofisini kapatma kararı almıştık. Bu karar, tamamen iç yapı ile ilgili yapılan değerlendirmeler sonucunda sunulan tavsiye doğrultusunda alındı. Karar, Türkiye ile olan ilişkilerimizi zedelemeye çalışan kötü niyetli çevrelerin iddiasının aksine tamamen SMDK içinde alınmış bir karardır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında, Türkiye’nin milyonlarca Suriyeliye kucak açtığını ve bu sebeple SMDK’nın da Suriyelilerin gönüllü olarak geri dönüşüne imkan tanıyacak güvenli şartların oluşması için bütün müesseseleriyle çalıştığını belirten el-Muslat, geri dönüşün önündeki en büyük engelin henüz Suriye’de herkesin güvenliğini garanti altına alacak bir siyasi çözüme ulaşılmamış olması ve bu güvenliği tehdit eden Esed rejiminin tam olarak yıkılmaması olduğunun altını çizdi.
“Özgürleştirilmiş bölgeler, mültecilerin dönüşü için yeterli değil”
SMDK Başkanı, Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgelerin henüz mültecilerin dönüşü için uygun olmadığına ve söz konusu bölgelerde vatandaşların yaşam şartlarını iyileştirecek ve tam olarak sosyal hizmet sağlayacak bir sivil yönetimin tam olarak oturmadığını ve Suriye Geçici Hükümeti’ne (SGH) destek verilmesine dikkat çektiği konuşmasında, “SMDK olarak, her zaman özgürleştirilmiş bölgelerde varlığımızı sürdürüyoruz. Üyelerimiz, bölgeye yönelik ziyaretler gerçekleştirerek, bölge halkının ihtiyaçlarını ve yaşadığı zorlukları dinlemeye devam ediyor” diye konuştu.
El-Muslat, konuşmasında ayrıca, özgürleştirilmiş bölgelerde yaşayan sivillerin Esed rejiminin saldırıları yüzünden oluşan yıkım ve terör örgütü PKK’nın saldırıları ile temel ihtiyaç malzemelerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle zorluklar yaşadığını kaydetti.
SMDK Başkanı, SGH ve bağlı kurumlarının özgürleştirilmiş bölgeleri eksiksiz yönetmesi ve teröre karşı bölgenin savunulmasını sağlama yoluyla Türkiye’nin yükünü azaltmaya çabaladıklarını belirttiği konuşmasında, bunların sağlanması halinde özgürleştirilmiş bölgelerin mültecilerin dönüşü için uygun hale geleceğini aktardı.
Konuşmasının devamında, SMDK’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından alınan 2254 ve 2118 sayılı kararlar ile Cenevre bildirgesine uyduğunu dile getiren el-Muslat, uluslararası toplumun ise bu konuda acziyet gösterdiğini ve Esed rejiminin işi yokuşa sürdüğünü vurguladı.
Türkiye’nin 2254 sayılı kararın uygulanmasını sağlayacak politik baskı noktasında önemli bir rol oynadığını ancak uluslararası toplumun bu konuda yetersiz davrandığını ifade eden el-Muslat, bütün ülkelerin üzerine düşeni yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
Anayasa Komitesi çalışmaları
Toplantıda söz alan SMDK Başkan Yardımcısı Abdulahad Astifo ise İsviçre’nin Cenevre kentinde BM gözetiminde bugünlerde düzenlenen Anayasa Komitesi 7. Tur Oturumuna dair bilgi verdiği konuşmasında, şuana kadar herhangi bir yeni durum olmadığını ve sürecin tamamen tıkalı olduğunu kaydetti.
Anayasa Komitesi 7. Tur Oturumu sonuçlarının da önceki oturumlardan farksız olduğuna işaret eden Astifo, “SMDK olarak, bu oturumda da herhangi bir somut sonuç beklemiyoruz. Süreç devam ediyor ancak SMDK olarak bu sürece bel bağlamıyoruz” şeklinde konuştu.
Astifo, Ukrayna’daki duruma da değindiği konuşmasında, uluslararası toplumun Suriye’ye dair gösterdiği gevşek tutumun Putin’e Ukrayna’ya saldırma cesareti verdiğinin altını çizdi.
Konuşmasının sonunda, Suriye halkının Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduğunu ve ateşkes ilan edilerek Ukrayna’nın bütünlüğünün korunmasını arzuladığını belirten Astifo, “Beşşar Esed rejimi ise Rusya’ya Ukrayna saldırısında ortaklık yapıyor. Bunun en somut örneklerinden biri rejimin BM Genel Kurulu toplantısındaki oylamada Rusya lehine oy kullanması ve Rus saflarında savaşmak üzere Ukrayna’ya militanlarını göndermesidir” ifadelerini kullandı.
Toplantıda bir konuşma yapan SMDK Başkan Yardımcısı Ruba Habbuş da, Suriye halkının Esed rejimi ve destekçileri olan Rusya ile İran’a bağlı mezhepçi militanların katliamlarından kurtulmak için ülkesinden çıktığını ifade ederek, “Suriye halkı, tehcir edilmenin zorluklarını biliyor. Bu yüzden dünyadaki başka bir halkın bu tecrübeden geçmesini asla istemiyor” dedi.
Konuşmasında, Suriye’deki kayıp ve tutuklular meselesine de değinen Habbuş, “Bu mesele için gece gündüz ter döküyoruz. Ancak uluslararası toplumdan konunun çözümü için bir ciddiyet göremediğimiz için neticeye varamıyoruz” diye konuştu.
Habbuş, Suriye’ye sınır ötesi insani yardımlara değinerek bu yardımların kesintiye uğramamasının çok önemli olduğuna işaret ettiği konuşmasında, insani meselelerin bir politik koz olarak kullanılmasının ise kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Ruba Habbuş, konuşmasında son olarak, SMDK’nın Suriyeli kadınlar konusundaki çalışmalarına ve kadınların karar alma mekanizmalarındaki varlığını desteklediğini sözlerine ekledi.