Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Enes el-Ubde, Rusya’nın, Suriye devrimini hezimete uğratarak, Esed rejiminin ölçütlerine göre bir siyasi çözüm dayatmaya çalıştığını söyledi.
El Ubde, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi;
“Esed rejiminin son Cenevre müzakerelerindeki ciddiyetsizliği, müzakerelerin gözlemcisi olan Rusya’nın da ABD gibi kendisinden beklenen, Esed rejimine siyasi çözümü kabul ettirmek için baskı kurma rolünü oynamadığını ispat ediyor. Ruslar, sürekli olarak ve açıkça, Esed rejimine baskı yapmak için yeterli imkanımız yok diyerek, bu konuda kendilerine yönelik yüksek bir beklenti olmaması için manevra yapıyorlar. Durum öyle değilse bu Rusya’nın siyasi geçiş sürecinde gerçek bir iradeye sahip olmadıklarını gösteriyor.”
SMDK Başkanı el-Ubde, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Belki de Rusların, Suriye’de aynı rejimi devam ettirerek bu temelde bir Ulusal Uzlaşı Hükümeti kurma ve yapılacak seçimlerde Beşşar Esed’in yeniden aday olmasını sağlama gibi bir tasavvurları vardır. Bu, siyasi geçiş sürecinde düşünülebilecek en uç noktadır.”
Rusya’nın, Ahrar el-Şam ve Ceyşul İslam gibi devrimci grupları uluslararası terör örgütleri listesine ekleme çabalarını “Suriye devrimini engellemeyi ve yenilgiye uğratmayı amaçlayan kötü niyetli çabalar” olarak niteleyen el-Ubde, açıklamasında, şu ifadeleri kullandı;
“Muhalefet ve Suriye’nin Dostları Grubu (ISSG)’nin, bu konudaki tavrı her zaman açıktı, her iki tarafta, söz konusu iki grubun mutedil savaşçı gruplar ve devrimin esas sahiplerinden oldukları düşünüyor. Bu gruplar olmadan siyasi çözümün mümkün olamayacağını ifade ediyor.”
Esed rejimi ve muhalefet arasında devam eden müzakere sürecine de değinen el-Ubde, “Esed rejiminden siyasi çözüme dair herhangi bir belge teslim almadık. Birleşmiş Millet Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura’da, bize Esed rejiminin çözüm tekliflerine dair herhangi bir şey söylemedi” diyerek, Suriye muhalefetinin, şuanda siyasi geçiş sonrasına dair görüşlerini açıklamaya hazırlandığı ve Yüksek Müzakere Kurulu’nda onaylanmasının ardından bu görüşlerini kamuoyuyla paylaşacağını belirtti.
Uluslararası toplumun konuya ciddiyetle yaklaşması halinde, muhalefetin yapılacak yeni müzakere turu için Cenevre’ye gitmeye hazır olduğunu dile getiren el-Ubde, “Yakın zamanda yeni teknik diyaloglar yapılması düşünülüyor. Fakat Esed rejimi, siyasi çözümün ayrıntılarını görmek istemiyor” ifadelerini kullandı.
El-Ubde, açıklamasında, uluslararası toplumdan işi açıklığa kavuşturarak siyasi süreci engelleyen tarafa açıkça işaret etmeyi ve diğer tarafa olumlu fikirlerini ifade etmesi için imkan tanımasını istedi.
Yüksek Müzakere Kurulu (YMK)’nın genişletilebilmesinin bu aşamada mümkün olduğuna inanmadığını belirten el-Ubde, fakat YMK’nın müzakere heyetine Riyad toplantısında üzerinde anlaşmaya varılan esaslara uymayı Kabul eden başka taraflarında alınabileceğini sözlerine ekledi.
Suriye’deki kuşatma bölgelerine ulaştırılması gereken insani yardımlara da değinen el-Ubde, BM’nin, bu bölgelere havadan yardım ulaştırmaya hazırlandığına işaret ederek, “Esed rejiminin bunu Kabul edeceğini de sanmıyorum, eğer öyle olmasaydı yardımların karadan girişine izin verirdi” dedi. BM’nin, karşı karşıya olduğunu söylediği teknik engellerin ise kolaylıkla aşılabileceğini ifade etti.
El-Ubde, açıklamasında, “BM verileri, Suriye’deki 28 bölgede 700 bin insanın kuşatma altında yaşadığını gösteriyor. SMDK’nın topladığı verilere göre ise 1,5 milyon insanın acil yardıma ihtiyaç duyuyor” diyerek, Suriye’deki insani durumun müzakere konusu edilemeyeceğini ve bu konunun uluslararası toplum ve Esed rejimi arasındaki bir konu olduğunu vurguladı. “Biz insani durumda bir iyileşme olmasını bekliyoruz. O zaman siyasi geçiş hakkında konuşabileceğiz” sözlerine yer verdi.
SMDK Başkanı el-Ubde, son olarak, ABD ve Rusya arasında, Suriye’deki yeni anayasa dair bir anlaşma haberleri çıkınca ABD tarafıyla iletişime geçtiklerini ve ABD’li yetkililerin bu haberleri yalanladıklarını aktararak, “Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Anayasa yazımında ihtiyaç duyulan aygıtlar vardır. Bu ancak Suriye halkı aracılığıyla gerçekleşebilir” dedi.