Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye halkının meşru temsilcisi olarak, muhalefetin Yüksek Müzakere Kurulu (YMK) aracılığıyla bir müzakere heyeti oluşturma hakkının var olduğunu teyid ettiğini ve Rusya hükümetinin, Suriye halkı ve devrimci güçlerinin temsiliyet meselesini manipüle etme çabalarını kaygıyla karşıladığını açıkladı.
SMDK tarafından bugün yayınlanan yazılı basın açıklamasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2015/2254 ve 2016/2339 sayılı kanunları çerçevesinde, uluslararası güçler tarafından, ateşkes anlaşmasının korunması için sarf edilen çabalar ve Astana’da siyasi çözüme ulaştıracak müzakerelerin başlaması için yapılan çağrıları takdirle karşıladığını belirtti.
Uluslararası güçlerin Astana’da siyasi çözüm için müzakereler düzenlenmesi yolunda gösterdiği çabaları, 2012 ve 2013 yıllarında yapılan Cenevre müzakerelerini tamamlayan çabalar olarak nitelendirilen açıklamada, Esed rejimi, İran ve İran’a bağlı mezhepçi militanların ateşkesi çökertme girişimlerini ve Esed rejimi ile İran’a bağlı mezhepçi militanların, Şam’ın Vadi Berda bölgesi başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde işlediği ateşkes ihlalleri ve savaş suçları kınandı. BMGK ve ateşkes gözlemcisi taraflar, yapılan ateşkes ihlallerini kınamaya davet edildi.
SMDK tarafından yayınlanan basın açıklamasında, ayrıca, şu ifadelere yer verildi;
“SMDK olarak, Birleşmiş Milletler’den (BM), bütün yabancı militanların Suriye’den çıkarılmasını ön gören bir karar çıkartmak ve ateşkesin bütün taraflarının ateşkese uymasını sağlayacak kararlar yayınlayarak, ateşkesin uygulanmasını üstlenmesini talep ediyoruz.SMDK olarak, 2012 tarihli Cenevre 1 bildirgesi ve BMGK tarafından alınan 2118/2013 ve Cenevre 2 müzakereleri sonucu alınan 2254/2015 kararlarına dayanarak, BMGK’nın 2339/2016 sayılı kararının ön gördüğü maddeleri tanıdığımızı vurgularız. Ayrıca, , bu süreçlerin, Suriye’deki tüm kuşatmaların kaldırılması, bombardıman ve çatışmaların durdurulması, Suriye’ye insani yardım gönderilmesi, tutukluların serbest bırakılması ve akıbeti mechul kişilerinin durumunun aydınlatılmasını ön gördüğünü hatırlatmak isteriz.”