Esed rejimine bağlı kuvvetler, geçtiğimiz Cumartesi günü Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’in Maarret el-Nasan beldesine düzenlediği saldırıyla 6 sivilin yaşamını yitirdiği yeni bir katliam işledi.
Katliama ilişkin bugün bir açıklama yapan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Genel Sekreteri Heysem Rahme, uluslararası toplumun Esed rejimi tarafından Suriye halkına karşı işlenen katliamlara sessiz kalmasını eleştirdi. Bu sessizliğin rejim tarafından bir yeşil ışık olarak algılandığını ve katliamları sürdürmek için rejime cesaret verdiğini vurguladı.
Açıklamasında, rejimin işlediği katliamların uluslararası toplumun ve alınan uluslararası kararların ahlakiliğine bir meydan okuma olduğuna değinen Rahme, “Esed rejimi ve destekçileri Rusya ve İran, 10 yıldır katliamlarını sürdürürken uluslararası kararların ciddiyeti sorgulanmalıdır” dedi.
Rahme, Suriye’ye ilişkin uluslararası kararların kim tarafından uygulanacağı ve takip edileceğinin belirlenmesi gerektiğini dile getirdiği açıklamasında, “Bununla birlikte, rejimin katliamlarında yaşamını yitiren sivillerin sadece istatistiki verilerden ibaret sayılarak kuru bir kınamayla yetinilmesi ve bu katliamları durdurmak için somut adım atılmaması uluslararası toplum için bir utançtır” şeklinde konuştu.
SMDK Genel Sekreteri, Suriye’de sivilleri hedef alan saldırıların durdurulması için Birleşmiş Milletler (BM) ve bağlı kurumlarının duruma bir an önce müdahale etmesi gerektiğini belirttiği açıklamasında, “Esed rejimi, Rusya ve İran, bu yılın başından beri Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgelere 84’ü aşkın saldırı düzenledi. Bu saldırılar, 31 sivilin yaşamını yitirmesine ve 73 sivilin yaralanmasına sebep oldu. Uluslararası insan hakları kurumlarının raporları bu durumu ispatlarken, uluslararası güçler hala sessiz” ifadelerine yer verdi.
Açıklamasının sonunda, Suriye’deki tek çözümün Esed rejiminin devrilmesi ve başta Beşşar Esed olmak üzere rejimin sembol isimlerinin yargılanması olduğunu yineleyen Rahme, bundan başka bir çözümün Suriye halkının özgürlük, adalet ve demokrasi talebini asla karşılayamayacağını sözlerine ekledi.