Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), 30 Kasım Dünya Kimyasal Savaş Kurbanlarını Anma Günü hakkında dün bir basın açıklaması yayımladı.
Esed rejiminin Suriye’de halka karşı 217 kimyasal silah düzenleyerek 1510 sivili katlettiğine işaret edilen açıklamada, buna rağmen dünyanın, “Esed rejiminin kimyasal savaşının kurbanı olan Suriye halkını yalnız bıraktığı” vurgulandı.
Rejimin işlediği savaş suçlarından kaçmasının Suriye halkını özgürlük mücadelesini sürdürmekten alıkoyamayacağına dikkat çekilen açıklamanın tam metni şöyle;
BM tarafından Dünya Kimyasal Savaş Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edilen 30 Kasım’da, Esed rejiminin kimyasal savaşına maruz kalan Suriye halkının buna rağmen tüm dünya tarafından yalnız bırakıldığı hatırlatmak istiyoruz. Zira, halkımıza karşı kimyasal silah kullanan Esed rejimi hala yerli yerinde duruyor ve katliam, işkence ve bombardımanlarını hiçbir caydırıcı güçle karşılaşmadan sürdürüyor. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının tespit edebildiğine göre, bugüne kadar Suriye’nin çeşitli bölgelerinde 1510 sivil, rejimin kimyasal silah saldırıları sonucunda yaşamını yitirmiştir.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) verilerine göre, Esed rejimi, bugüne kadar Suriye halkına yönelik 217 kez kimyasal silah kullanırken, bu saldırılarda ölen 1510 sivilin 205’i çocuk, 260’ı kadınlardan oluştu. 12 bini aşkın sivil ise bu saldırılarda yaralandı. Bütün bunlar, dünyanın gözleri önünde oldu. Dolayısıyla başta BM olmak üzere uluslararası toplumun bu savaş suçlarına karşı kararlı bir tutum göstermesi zaruret halini almıştır.
Kimyasal saldırılar, gerek uluslararası kuruluşlar gerekse açık ve net delillerle ortaya konulmasına rağmen Esed rejimi, Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklama Komitesi’nin (OPCW) müfettişlerinin Suriye’de inceleme yürütmesini engellemeye ve Suriye halkına yönelik suçlarına devam ediyor. Uluslararası toplumun gerekli baskıyı yapamamasından yararlanan rejim, Suriye’de bir siyasi çözümün de önünü kesmeyi sürdürüyor.
SMDK olarak, bütün bunlara rağmen Esed rejimi ve destekçilerinin hesap vermekten kurtulmasının Suriye halkını özgürlük ve onur mücadelesini sürdürmekten alıkoyamayacağını bir kez daha vurguluyoruz. Bu noktada, BM’den Suriye meselesinin getirdiği sorumluluklarını yüklenerek, başta 2118 ve 2254 sayılı BMGK kararları olmak üzere Suriye’ye ilişkin uluslararası kararlar çerçevesindeki siyasi çözümü gerçekleştirmek ve halkın taleplerine uygun olarak savaş suçlularından hesap sormak için harekete geçmesini talep ediyoruz.