SMDK Üyesi Yasir el-Ferhan, “ Esed rejimimin Cenevre diyalog sürecinde elde edemediğini, Güvenlik Konseyi’nin 2170 sayı kararı ile elde etmiştir. Zira bu karar mucibinde terörle mücadele ön plana çekilmekte, ancak terörü doğuran ve besleyen unsurlar görmezden gelinmiştir” dedi.
SMDK Medya Birimi’ne konuşan el-Ferhan, İŞİD ve bazı radikal örgütlerin 2170. madde kapsamında alınıp, Esed rejimi ve Hizbullah’ın dışarda bırakılmasını eleştirerek, bu durumun sorunu çözme yerine aynıyla devamına sebebiyet vereceğini belirtti.
EL-Ferhan, Suriye konusunda tecrübesiyle ön plana çıkan ABD eski Büyükelçisi Robert Ford’un aşağıdaki sözlerini hatırlattı,
“Şam’da oldukça zayıf konumda bulunan Esed’i desteklemek uzun vadede iyi bir çözüm değildir. Esed rejimi İŞİD ile mücadele edebilecek güçte değildir. Esed rejimin varlığı, bölgeye her gün yeni cihatçı/savaşçıların gelme nedenidir. Esed’e yardım etmek bölgeye gelen radikallerin sayısını artırmak demektedir.”
İŞİD mevzilerini vurmanın sorunu çözmeyeceğini kaydeden el-Ferhan, Esed rejimin bekasının terörün varlık nedeni olduğunu söyledi. Terörle mücadelenin en doğru yolunun sivilleri hedef alan Esed güçlerinin mevzilerini vurmak olduğunu belirtti. Devrimin başladığı günden beri Esed rejimi ve bölgedeki radikal örgütlerle savaşan Özgür Suriye Ordusunun acilen desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Konu üzerine değerlendirmelerde bulunan bir diğer isin SMDK Başkan Yardımcısı Muhammed Kaddah, BM Güvenlik Kurulu’nun, “2170” sayılı kanunun değiştirmesi, Esed rejimi ve Hizbullah milislerinin de bölgeyi tehdit eden terör grupları listesine alması gerektiğini belirtmişti. Ancak bu şekilde uluslararası toplum, bölgeyi tehdit eden planlı teröre karşı doğru bir yol edinmiş olur, demişti.
Amerika Birleşik Devletleri Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü ’nün, “ Eğer çıkarlarımızın tehdit edildiğini hissedersek, İŞİD mevzilerini bombalamak için Esed’ten izin almayız” sözlerine değinmiş şunları kaydetmişti;
“ Sorun Suriye’deki bazı noktaları Esed ile koordineli ya da izinsiz bombalama meselesi değildir. Sorun böyle bir durumda Esed rejimi ve Hizbullah milislerinin tehdit oluşturan terör örgütü listesinde olmamasıdır. Biz başından beri Esed ve İŞİD terörü ile savaşıyoruz. Bunu da ABD gibi kendi çıkarlarımız için değil, bütün dünya için yaptık.”
Kaddah, başından beri Esed eliyle ve uluslararası toplumun sessizliğiyle büyütülen bu vahşi teröre karşı uyarılarda bulunduklarını belirtmiş, terörün ancak kaynağı olan Esed rejimin bitirilmesiyle bitirilebileceğini söylemişti.
Suriye halkı, bölgede terörün kaynağı ve destekçisi olan rejimin BM Güvenlik Konseyi tarafından liste dışı bırakılmasına anlam verememektedir diyen Kaddah, başta ABD olmak üzere bütün dünyanın bu terörle mücadelede ÖSO’na yardım etmesi gerektiğinin idrakine vardığını kaydetmişti.