SMDK Başkan Yardımcısı Nura el-Emir Dünya Kayıplar(Zorla) Günü münasebetiyle, “ Dünyanın baskıcı rejimlerden arındığı günler çok yakındır. Suriye rejimin güvenlik birimlerinin, halkı maruz bıraktığı kaybolma vakıaları, görmezden gelinmesi mümkün olmayan bir suçtur. İnsan haklarının en temel esaslarının çiğnenmesidir” dedi.
“Zorla Kaybolmayı” devlet güvenlik birimleri, milisler ya da ona bağlı bireyler tarafından insanın özgürlük hakkından alı konulması olarak tanımlayan el-Emir, ikinci önemli noktanın ise kaybolan kişilerinin faillerinin suçlarını kabul etmemesi, bu nedenle kaybolan kişiler hakkında bilgi alınamaması olduğunu söyledi.
El-Emin, Suriye halkına karşı Esed rejimin güvenlik birimleri tarafından üzüntü verici bir yaklaşım olduğunu belirterek, bu noktada bütün uluslararası hukuk kurallarının çiğnendiğini kaydetti. Suriye’de kendine muhalif olan kişilere hiçbir sınırlamaya bağlı kalmadan, hiçbir kurala uymadan isteği gibi muamele etmekte olduğunu ifade etti.
El-Emin şöyle devam etti;
“ Onlar “Zorla kaçırılan kayıplar” bizim yaşayan şehitlerimizdir. Bu yapılan kelimenin tam anlamıyla insanlık suçudur. Tutuklananlar, Suriye halkının devrimin meçhul askerleridir. Esed rejimin türlü zulmüne maruz kalan Suriye halkına dünya karar alıcıları arkasını dönmüştür, artık istatistik rakamlar olarak değerlendirmektedir. Artık yapılan açıklamalar reklamdan öteye gitmemektedir, bu durum insan haklarının egemen olduğu ülkeler için bir ayıptır.”
Bu bağlamda SMDK Geçici Hükümeti Adalet Bakanlığı tarafından “Kara Kutu” başlıklı bir rapor yayınlandı.
SMDK Geçici Hükümeti Adalet Bakanı Avukat Ammar Tebbab, “Kara Kutu” olarak isimlendirdikleri raporda, 60 bin Suriyelinin kayıp olduğunu ifade etti.
Raporlara göre, 60 binden fazla olan kayıp dosyasının 1,348’ini çocuklar oluştururken; 1,511’i kadınlardan oluşmakta. Rapor ile ilgili yapılan basın açıklamasında, Esed rejiminin kendi halkına uyguladıkları baskının ne ilk ne de son olduğu belirtildi.
Fotoğraflarda en az 11 bin kişinin kayıp olduğunun tespit edildiği vurgulanırken; IŞİD örgütünün gerçekleştirdiği infazlardan dolayı da birçok Suriyelinin kayıp olduğu ifade edildi.
Raporda özellikle “Sezar” ismiyle bilinen ve kamuoyunu sarsan işkence fotoğraflarına da değinildi ve bu noktada dünya kamuoyunun sessiz kalması eleştirildi.