Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Nasr el-Hariri, merkezi Ankara’da bulunan Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından düzenlenen Suriye’deki son gelişmelerin konu alındığı panelde konuştu.
Panel, ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal yönetiminde gerçekleştirildi. Uysal, yaptığı açılış konuşmasında, bölgede istikrarın sağlanması ve
SMDK’nın Suriye’de 2254 sayılı BM kararı çerçevesinde bir siyasi çözüme ulaşılmasındaki rolünün önemine dikkat çekti.
Hariri ise yaptığı konuşmada, Suriye halkının yaşadığı mağduriyetlerin en önemli sebeplerinden biri olarak çözüm için uluslararası bir irade olmamasını gösterdi. Suriye’de yaşanan kabusun sonlanması için halkın taleplerinin karşılanmasının yeterli olacağını kaydetti.
Konuşmasında, son zamanlarda önemli gelişmelerin yaşandığını ve bu gelişmelerin Suriye’deki dengelere büyük etkiler bıraktığını vurgulayan Hariri, el-Kaide ve DEAŞ arasında yaşanan anlaşmazlıkların rejim tarafından devrimin manipüle edilmesi yönünde kullanıldığı değerlendirmesini yaptı.
SMDK Başkanı, son dönemlerde yaşanan en önemli gelişmenin Suriye ekonomisinin hızla çökmesi ve bunun da Esed rejimi içinde ihtilaflara sebebiyet vermesi olduğuna işaret ettiği konuşmasında, bununla beraber Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO), terör örgütü PYD’nin etkinliğinin sınırlandırılması için sarf ettiği çabalar ile Sezar Yasası ile Esed rejiminin uluslararası arenaya açılmasının engellenmesinin de önemli gelişmeler arasında olduğunun altını çizdi.
Hariri, konuşmasının devamında şunları söyledi;
“Bugün artık yeni bir durumun doğumuna şahit oluyoruz. Bu durum Esed rejii ile destekçilerinin askeri sonuca ulaşma ya da Suriye halkına yeni bir denklem dayatma imkanının sona ermesidir. Mevcut tek çözüm siyasi çözümdür. Ancak henüz Suriye’de takip edilen bir siyasi çözüm maalesef yoktur. Zira, siyasi çözüme hazır ikinci bir taraf bulunmamaktadır. Bundan kastımız rejimdir. Çünkü siyasi çözüm çabalarını atıl bırakan taraf rejim olmuştur. Siyasi çözüm için henüz gerçekçi şartlar oluşmamıştır.”
Hariri, bazı tarafların hala rejimi desteklediğine dikkat çektiği konuşmasında, “Esed rejimini askeri mantıkla destekleyen taraflar var oldukça siyasi çözüm imkanı atıl kalacaktır” şeklinde konuştu.
Konuşmasında, SMDK’nın tamamen siyasi çözümden taraf olduğunun altını çizen Hariri, “Biz, uluslararası bir çerçevede 2118 ve 2254 sayılı kararların uygulandığı bir siyasi geçiş süreci istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hariri, SMDK’nın başta tutuklular konusu ve Suriye’de mezhepçi değil kapsayıcı bir siyasi düzen olmak üzere insani meseleleri desteklediğine vurgu yaptığı konuşmasında, “Ortak çabalarla yeni bir anayasa hazırlanması, herkesin bedel ödediği halkın taleplerinin gerçekleşmesi için oldukça önemlidir. Ardından BM gözetiminde parlamento ve başkanlık seçimleri yapılmalıdır” değerlendirmesini yaptı.
Hariri, ayrıca, Suriye’de herhangi bir çözüm için Beşşar Esed ile simgeleşen diktatörlük sorununun geride bırakılmasına bağlı olduğunu ve ancak bununla güçlü bir demokrasi, kalkınma ve özgürlük ortamına ulaşılabileceğini sözlerine ekledi.
Konuşmasının devamında, Suriye halkına dost bütün ülkelerden Rusya’nın karşısında durarak diktatörlük rejiminin sona ermesinin gerekliliğine dikkat çekmeyi talep eden Hariri, “Rusya, siyasi çözümü istiyorsa sözünü ettiğimiz iki ilkeden hareket etmelidir” dedi.
Hariri, mültecilerin vatanlarına geri dönmesi, tutukluların serbest bırakılması ve seçim sandıklarının kurulması için Geçiş Hükümeti’nin zaruri olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, “Ancak bu şekilde Suriye halkı herhangi bir müdahale olmaksızın kendi iradesiyle seçim yapabilecektir” ifadelerini kullandı.
SMDK Başkanı, terör örgütü PYD’nin kontrolündeki Fırat Nehri’nin doğusuna da değindiği konuşmasında, şunları söyledi;
“PYD, askeri ve mali destek almak için DEAŞ terör örgütünü bahane olarak kullanmıştır. Bu örgüt, Suriye halkına yabancıdır ve ajandası ulusal değildir. Fırat’ım doğusunda son zamanlarda önemli gelişmeler yaşandı. Örgüt, kendi ideolojik eğitimini halka dayatmaya çalıştı. Aşiret liderlerini suikastlerle hedef aldı. Ardından ulusal iradeden tamamen ayrılarak petrol anlaşmaları imzaladı. Bu örgüt böyle anlaşmaları imzalayacak meşruiyete sahip değildir.”
Hariri, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Son olarak, örgüt 7 sayılı kanun olarak bilinen halkın ve mültecilerin gayrimenkullerine el koyma kanunu çıkardı. Bu kanun bölgeyi Suriye’den ve Suriye halkının devriminden koparmayı hedefliyor.”
Öte yandan, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, Suriye Anayasa Komitesi’nin taraflarını 24 Ağustos’ta müzakerelere davet etmişti. Hariri, son siyasi gelişmelere değindiği konuşmasında, Anayasa Komitesi Müzakereleri için yapılan hazırlıklara da işaret etti.