Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) ve Askeri Meclis, SMDK’nın iç tüzüğü ve Askeri Meclis’in iç tüzüklerinin birbiriyle çelişmemesini ön gören anlaşma imzaladı.
SMDK Genel Sekreteri Nasır el-Hariri’nin başlık ettiği görüşme heyetinde bulunan Geçici Hükümet Başbakanı Ahmed Tuma konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti;
“ Askeri birlikler ve komuta kademesinin birleşmesi, elzem bir ulusal bir gerekliliktir. Bu birliğin tesisinde her geç kalınan dakika, Suriyelileri farklı askeri komutalara terk etmek demektir, devrimin mantığıyla çelişmektedir. Bunun yanında devrimin temel ilklerini korumayabilecek güçte bir askeri komuta kademesi oluşturamaz isek, farklı askeri komutaların önünü açmalıyız. Zira biz açmasak Suriye devrimi kendisi açacaktır.”
Tuma şöyle devam etti;
“ Askeri yeterliliğin artırılmasının önündeki engelleri kaldırmalıyız. Kendisini destekleyen herkesin güvenini kazanmış, merkezi bir askeri komuta teşkil etmemiz gerekmektedir. Askeri meclisin yaşadığı iç problemlerin çözümü ve güçlü bir şekilde yapılandırılması için elimizden geleni yapmalıyız.”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan bir diğer isim Hariri şunları kaydetti;
“ Devrim gemisi durmadan önce bizleri zafere taşıyacak hedef ve taktikleri çok açık biçimde belirlemeliyiz. Çünkü geminin denizde ve hareket halinde olması gerekmektedir. Eğer durursa su almaya başlayacaktır ve batacaktır. Bu gün devrimimiz denizde ve hareket halinde olan bir gemi gibidir, o nedenle durmaması gerekmektedir. Devrim gemisinin şu anda durması anlık tesirleri olan bir vakıa olmaktan öteye Suriye’nin ve bölgenin kaderine tesir edecek bir vakıa olacaktır. Bu nedenle bir yandan çatışmaya devam ederken, diğer yandan da içerdeki sürtüşmeleri de gidermeliyiz. Bütün bu yarıntılar hep birlikte düşünülmemesi sonumuz olabilir. İç sürtüşmelerimizi sürdürmemiz demek şehitlerimizin kanına ve kendisi için sokaklara çıktığımız devrimin temel ilkelerine ihanet demek olacaktır.”
Hariri sözlerine şunları ekledi;
“ İçinde bulunduğumuz durum var olma ve olmama mücadelesidir. Özgür Suriye Ordusu, Esed rejimi terörü ve onu destekleyen terör örgütlerinden Suriye’yi kurtarabilecek tek güçtür. Uluslararası güçlerin Suriye politikası Suriye gerçekliğine uygun değildir. Esed rejimi, Hizbullah milisleri ve İranlı milislerin mücadele edilecek terör grupları listesinde yer almaması mantık dışıdır.”
Hariri şunları ifade etti;
“ Esed güçlerinin Halep civarında yeniden güç kazanması, başta IŞİD olmak üzere terör örgütlerinin coğrafi olarak Suriye’de daha çok yayılması koalisyonun hava saldırılarıyla aynı döneme denk gelmiştir. Bu şaşılacak bir durum değil, biz en baştan bu noktada uyardık. Çünkü ÖSO’ya kara desteği olmaksızın yapılacak bütün hava saldırıları çatışmayı sonlandırmaz, derinleştirir. Terörle mücadele stratejisine hizmet etmez, çatışmayı artırır.”
Hariri, IŞİD saflarına katılan gençlere bir alternatif sunulması durumunda bu gençlerin IŞİD’e katılmaktan vaz geçeceğini belirterek, ÖSO’yu desteklemeyenlerin Esed’le mücadele etmediğini, bilemeyerek de olsa IŞİD’i desteklediklerini kaydetti.