Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), dün, Suriye’ye sınır ötesi insani yardımların Esed rejimi kontrolü dışındaki sınır kapılarından ulaştırılmasını ön gören uluslararası kararın uzatılması için Almanya ve Belçika tarafından sunulan teklifi oyladı. Esed rejiminin en büyük destekçisi olan Rusya ve Çin’in veto hakkı kullanması üzerine oylamadan ret sonucu çıktı.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), konuya ilişkin bugün yayımladığı yazılı açıklamada, Rusya ve Çin’in tavrını eleştirdi. “Açıktır ki Rusya ve Çin yönetimi bu adımıyla milyonlarca Suriyeli sivile karşı siyasi terör uygulamaktadır” ifadelerini kullandı.
Rusya ve Çin’in BMGK’da yıllardır takındığı bu tavırın, bir siyasi terör örneği olduğuna işaret edilen açıklamada, “BMGK’da etkin olan bu iki uluslararası güç, Esed rejiminin işlediği insanlık karşıtı savaş suçlarına ortak olmasına rağmen Suriye’ye ilişkin meselelerde kullandıkları oyların belirleyici olması büyük bir tezattır” denildi.
Açıklamada, vetoların Suriye halkının öldürülmesi ve tehcir edilmesi için kullanılan bir silah haline dönüştüğüne dikkat çekilirken, “Kurbanların akıbetinin cellatlarına sorulması akıl dışıdır. Uluslararası toplum artık bu trajikomik duruma son vermelidir” ifadelerine yer verildi.
Suriye halkının maruz kaldığı savaş suçları ve ihlallerin sorumlularından birinin de Rusya olduğuna değinilen açıklamada, Rusya’nın Suriye’ye ilişkin meselelerde ve özellikle insani yardımlar ve siyasi çözüm gibi konularda oy kullanmasının kabul edilemez olduğu ve Rusya’nın Suriye’deki savaşın bir tarafı olduğunun altı çizildi.
Açıklama, şu ifadelerle devam etti;
“Esed rejiminin Suriye’ye gönderilen insani yardımlara el koyarak halka karşı verdiği savaşta kullandığı açıktır. Sezar yasasının rejimi köşeye sıkıştırdığı bir dönemde aynı yola başvuracağından şüphe yoktur. Halkına “ya açlıktan ölürsünüz ya da diz çökersiniz” diyen bir rejimin insani yardımları halka dağıtması nasıl beklenebilir?”
Uluslararası toplumun, BMGK’nın içine düştüğü ve Suriye’de kaosu besleyen bu çıkmazı aşması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “Bunun yolu Suriye halkına ihtiyaç duyduğu yardımları alternatif yollardan sağlamak ve 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesindeki siyasi çözüm sürecini tam olarak uygulamaktır” cümlelerine yer verildi.