SMDK Başkan Yardımcısı Nura el-Emir, Lübnan Hizbullah’ının Lübnan’ın Arsal kentinin bombalanmasına iştirak edişini meşrulaştırdığı açıklamasını eleştirerek, “Arsal kentindeki Suriyelilerin maruz kaldığı insani trajediden kaçmaya çalışmak kabul edilemez. Suriye halkının hunharca kanını dökmekten çekinmeyen Hizbullah bu yaşananların temel sorumlusudur. Bölgenin terörün yayılmasına tanık olmaktadır, bunun ilk ve son müsebbibi Hizbullah milisleridir” dedi.
El Emir şunları kaydetti;
“Hasan Nasrallah’ın masum insanların kanının akmasında beri olduğuna dünyayı inandıramayacaktır. Terör bu gün Lübnan’a sıçramıştır. Bu beklenen bir şeydi ve SMDK bu konuda Lübnan hükümetini uyarmış, Lübnan hükümetine Hizbullah’a Suriye’deki mezhepçi milislerini çekmesi yönünde baskı yapması çağrısında bulunmuştu. Ancak bu noktada hiç kimse tarafından ciddi bir adım atılmadı. Sonunda bu gün gelinen noktaya tanık olmaktayız. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki Beşar Esed liderliğinde mezhepçi milislerin katliamlar karşısında siyasetin karar alma noktasındaki yavaşlığının bedelini halk ve siviller ödemektedir.”
Lübnan Genel Kurmay Başkanını eleştiren el-Emir; “Lübnan’daki güvenliği tehdit eden terörist milis gruplarla mücadelede yetersiz, çünkü bu gruplarla verilen mücadelede başarısız olmuştur. Suriye’deki En önemli hastalık Hizbullah’ın Suriye’deki varlığıdır. Yani Hizbullah bir septom değil hastalığın kendisidir ve tedavinin mantığı açısında hastalığı görmezden gelerek septomlar tedavi edilemez” şeklinde konuştu.
El-Emir devamla şu ifadelere yer verdi;
“Lübnanlı yetkili makamlar, Hizbullah milislerinin Suriye’de yaptıklarından doğan sıkıntılarından kurtarılması için harekete geçerek acilen gerekli önlemleri almalıdır. Mülteci kamplarındaki sivillerin tahliyesinde yavaş hareket edilmesinin ciddi olumsuz tesirleri olmuştur. Mülteci kamplarının rast gele ateşe maruz kalması nedeniyle yaralılar tahliye edilememektedir, kesinlikle kabul edilemez olan bu durum için acilen gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Konu daha fazla beklemeyi kaldırabilecek bir mahiyet taşımamaktadır. Çünkü Lübnan’daki Suriyelileri, Lübnanlı ve uluslararası makamların Suriye halkının kanına susamış Hizbullah’ın katliamları karşısında yavaş davranmasının bedelini ödemesi doğru değildir.”
El-Emir şu şekilde devam etti;
“Suriye’nin Kalmun kenti ile ikiz olan Arsal’da yaşananları görmezden gelmemiz mümkün değildir. Arsal’da yaşananlar Suriye’nin Kalmun kentinse Hizbullah’ın Özgür Suriye Ordusu karşısında ardardına yaşadığı hezimet karşısında intikam alma çabasıdır. Arsal’daki mülteci kamplarında 140’ın üzerinde Suriyeli mülteci bulunmaktadır, bunların birçoğu Kalmun kentinden gelmiştir. Arsal’a terör örgütlerinin sızması ve Lübnan’da yaşanan bu silahlı çatışmalar rast gele yaşanan olaylar değildir ve sade Hizbullah’ın çıkarlarına hizmet etmektedir. Hizbullah, Arsal’da bulunan Özgür Suriye Ordusu(ÖSÖ) askerlerinin yakınları üzerinden ÖSO’ya baskı yapmak istemektedir. Bu nedenle Lübnanlı yetkili makamlar oradaki sivilleri tahliye etmeli ve terörü onlardan uzak durmalıdır.”
Ayrıca SMDK Medya Birimi’ne konuşan Arsal’da bulunan Özgür Suriyeli Öğretmenler Sendikası Üyesi Halid Raad, uluslararası toplum ve Suriye halkının dostları çağrıda bulunarak, “ Siviller ve yaralılar acilen alandan tahliye edilmelidir. Bölgede bulunan sağlık birimleri, ilaç ve tıbbı malzeme yokluğu ile karşı karşıyadır, bu nedenle yaralılar ölmekte ya da organlarından olmaktadır” dedi.
Raad, şöyle devam etti;
“İki günden bu yaşanan sıkıntılar nedeniyle çocuğumun ayağını ellerimle kestim, kardeşimin hanımı da ayağını elleriyle kesti. Rast gele açılan ateş sivil ya da asker ayırmamaktadır. İlk günden beri birçok Suriyeli aile ile buradan çıkma girişimde bulunduk. Ancak Lübnan güvenlik güçleri sadece Lübnanlıların çıkışına izin verdi ve bizim çıkışımızı engelledi.”
Arsal’daki Suriyeliler adına konuşun Raad, sivillere yönelik yiyecek taşıyan araçların bölgeye gelmesine ilişkin şunları kaydetti;
“ Yiyeceklerinizi istemiyoruz. Bir elinizle yemek verip öteki elinizle bomba yağdırmanızdan razı değiliz. Biz, sivil ve yaralıların tahliyesini, son nefeslerini mülteci kampında vermemeleri için çocukların tahliyesini istiyoruz. Şu ana kadar Kızılay ya da Kızılhaç’ın ambulanslarının bölgeye ulaşmasını bekliyoruz. Bu ambulansların yaralıları tahliye için çoktan gelmiş olmaları gerekirdi, ancak şu ana kadar yaklaştıklarına dair herhangi bir işaret bile bulunmamaktadır. Ancak ambulansların gelmesi de yeterli olmayacaktır. İstediğimiz bu değil, yeterli de olmayacaktır. Siviller tahliye edilmeli sorun kökünden çözülmelidir. Aksi takdirde Lübnan Güvenlik Güçleri teröristlere karşı verdiği mücadelede başarılı olamayacaktır. Çünkü bizlerin mülteci kamplarında ve şehrin dışında tutmakta ısrar ederse, bizler onların savaştığı terörist grupların elinde sivil rehinelere dönüşeceğiz.”
Şimdiye kadar meydan gelen can kayıplarının tamamının sivillerden olduğunu kaydeden Raad, terör unsurlarının Arsal’ın önemli noktalarında konumlanmaya devam ettiğini belirtti.