Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), özgür dünyayı suçlulardan hesap sorulması noktasında sorumluluk yüklenmeye ve Esed rejimi ile destekçilerini tutukluları serbest bırakmaya mecbur etmeye davet etti.
SMDK tarafından, “Dünya İşkence Kurbanları Günü” münasebetiyle yayımlanan yazılı basın açıklamada, şu ifadelere yer verildi;
“Tutuklama, işkence ve katliam, Esed rejiminin Suriye’de iktidar olmasından bu yana benimsediği en önemli yöntemlerdir. Rejim bununla Suriyelilerin kalbine korku salmayı hedeflemişti. Suriye devriminin başlamasıyla birlikte Esed rejiminin tutuklama, işkence ve katliam yöntemleri, daha önce görülmemiş bir vahşet seviyesine ulaştı. Katil rejim bu yöntemle Suriye halkının özgürlük ve onurlu yaşam iradesini kırmak istemektedir. Ancak Suriyeliler, rejimin bütün vahşetine ve bazı ülkelerin bu vahşete katılmasına rağmen mücadelelerini sürdürdü. Uluslararası toplumun sorumsuz tavrı da onları yollarından çeviremedi.”
Bu yılki Dünya İşkence Kurbanları Günü’nün, Esed rejimi hapishanelerinde işkenceyle ölüme gönderilenlerin görüntülerini gösteren Sezar belgelerinin gündemi işgal ettiği bir döneme denk geldiğine işaret edilen açıklamada, “Sezar belgeleri sadece Suriye devriminin acı istatistiğini değil, on binlerce tutuklu halen rejim zindanlarında işkence gördüğünü de gösteriyor. Şehitler kervanının ardı arkası kesilmezken tutukluların çığlıkları tüm yeryüzüne yayılıyor” cümleleri kullanıldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) başta keyfi tutuklamalara dair kararları olmak üzere Suriye’ye ilişkin aldığı bütün kararları takip etmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, bununla beraber işkence, açlık ve ihlallerle karşı karşıya kalan binlerce tutuklunun içinde bulunduğu korkunç duruma bir kez daha dikkat çekildi.
Açıklama, şu cümlelerle sonlandırıldı;
“Halkların hakları, göz ardı edilerek yok olmaz. Adil kısas kaçınılmazdır ve Suriye’deki işkence dosyası dahil 2011 yılından beri oluşan bütün savaş suçları dosyalarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınmasının alternatifi yoktur.”