Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Siyasi Kurul Üyesi Nasr el-Hariri, Rusya’nın eğer Suriye’de siyasi çözüm istiyorsa sivillere yönelik savaş suçu işlemeyi sonlandırması ve İran’ın kontrolündeki mezhepçi militanlar ile Esed rejimine bağlı güçlerin tehcir uygulamalarını engellemesi gerektiğini söyledi.
Hariri, bugün yaptığı özel açıklamada, “Rusya, Esed rejimine verdiği desteği sonlandırarak, Suriye halkının taleplerinin gerçekleştirilmesi temelinde ve uluslararası 2218 ve 2254 sayılı kararlar çerçevesinde bir siyasi çözüm çabalarına katılmalıdır” dedi.
SMDK Başkanı Enes el-Ubde, Halep’te sivillere yönelik işlenen katliamların durdurulması amacıyla çok sayıda Arap ve batılı diplomat ve yetkiliyle bir dizi görüşme gerçekleştirmişti. Bunun yanısıra, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği ile 23 devlete bu amaçla 7 mektup göndermişti.
Suriye Geçici Hükümeti (SGH) ve SMDK, ayrıca, Halep’in maruz kaldığı şiddetli askeri operasyonlar ve tehcir uygulamalarının sebep olduğu neticeler hakkında bilgi toplamak için ortak kriz masası oluşturmuştu.
Türkiye ve Avrupa’nın birçok şehrinde de Halep halkıyla dayanışma ve Rusya, Esed rejimi ve İran’a bağlı mezhepçi militanların Halep’te işlediği katliamlara tepki gösterilmesi amacıyla çok sayıda protesto eylemi düzenlenmişti.
Türk devlet yetkilileri ise Halep’te sağlanan ateşkes sonrası kentten tahliye edilen mültecileri karşılamak ve insani yardım sağlayarak, yaralıları hastanelere ulaştırmak için Suriye sınırına çok sayıda sağlık ekibi ve görevli göndermişti.
Öte yandan, SMDK Üyesi Selva Aktav, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, sivillerin güvenliği, SMDK’nın krizin çözümü için belirlediği önceliklerin korunmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi. Esed rejimi, Rusya ve İran’ın sivillere yönelik uyguladığı uluslararası kanunlara aykırı sistematik savaşının, sivillere canlarını korumak için şehirleri terk etmekten başka bir seçenek bırakmadığını belirtti.
Halep’te, uluslararası kanunlarca suç sayılan bir tehcir uygulandığına dikkat çeken Aktav, “Söz konusu tehcir İran’ın hazırladığı bir plan dahilinde yapıldı. Bu tehcirin uygulanması, Rusya’nın uluslararası toplum içinde temiz bir konumunun olmamasını beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.