Suriye Muhalefeti, Suriye sorununda Cenevre Beyanı ve konuya ilişkin uluslararası kararlara dayalı siyasi çözümde görüş birliğine vardı.
Suriye’deki bütün toplumsal kesimlere mensup Suriye muhalefetinin içerde ve dışarda, askeri ve sivil gruplarının temsilcilerinin katıldığı, Riyad’da gerçekleştirilen Suriye muhalefeti konferansının kapanış bildirgesinde, Suriye muhalefetinin ve devrimci güçlerinin temsilcilerinden Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde bir üst kurul oluşturularak müzakereye yetkili kılınması konusunda mutabakata varıldığı kaydedildi. Söz konusu kurulun, toplantıya katılanlara vekâleten Esed rejimi yetkilileri ile müzakere edecek bir heyet oluşturacağı belirtildi.
Suriye muhalefeti ve devrimci güçler, Suriye topraklarının parçalanmaz bütünlüğüne, Suriye devletinin sivil niteliğine, ademi merkeziyetçi yönetim ilkelerine bağlılığını vurguladı. Dini, mezhebi ve etnik hiçbir ayrım yapmaksızın Suriye’deki bütün toplumsal kesimleri temsil edecek çoğulcu yönetim ve demokrasi ilkelerine bağlı olduğunu kaydetti. Vatandaşlık, insan hakları, şeffaflık, denetlenebilirlik ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin belirleyici olması gerektiğini ifade etti.
Katılımcılar, Suriye devlet kurumlarının korunması gerektiğini belirterek, askeri ve güvenlik kurumlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini kaydetti. Başta Esed rejimi ve ona bağlı milis birlikler olmak üzere, her türlü terörü reddettiklerini, özgür ve şeffaf seçimlerle Suriye halkı tarafından seçilecek aktörler tarafından yönetilecek Suriye devlet kurumlarının silah kullanma hakkına sahip tek otorite olduğunu dile getirdi.
Suriye halkı ile savaşmaları için kendilerine Suriye vatandaşlığı verilenler de dahil olmak üzere, Suriye’de yabancı savaşçıların varlığını reddeden katılımcılar, bu savaşçıların bir an önce Suriye topraklarından çıkarılması gerektiğini kaydetti. Uluslararası kararlara uygun olarak, siyasi çözüm için uluslararası garantilere ihtiyaç olduğunu dikkati çekerek, siyasi geçiş sürecinin Suriyelilerin sorumluluğunda olması gerektiğini, ulusal egemenlik hakları ile çelişmemek koşulu ile uluslararası toplumun bu noktada destek vereceğini ifade etti.
Katılımcılar, siyasi uzlaşının hedefinin vatandaşlık temelinde devlet inşası olduğu, Beşar Esed rejimi ayakta tutun unsurların Suriye’nin geleceğinde yeri olamayacağı konusunda mutabakata vardı. 2012 yılı Haziran ayında açıklanan Cenevre Beyanı çerçevesinde Esed rejimi temsilcileri ile müzakereye başlayabileceklerini, konuya ilişkin uluslararası kararların müzakerelerin referans noktası olacağını, BM’nin bu müzakerelerde garantör ve gözlemci olacağını belirtti. Rejimin temsilcileri ile müzakere heyeti oluşturulması, heyette yer alacakların geçiş süreci yönetiminde yer alamayacağını açıkladı.
Katılımcılar, Birleşmiş Milletler ve uluslararası topluma çağrıda bulunarak, görüşmelere başlamadan önce Esed rejiminin iyi niyet göstergesi olacak adımlar atması için baskı yapmasını istedi. Bu bağlamda, rejime muhalif oldukları için haklarında idam kararı verilen bütün Suriyeliler için kararın yürürlükten kaldırılması, tutukluların serbest bırakılması, kuşatma altındaki kentlerden kuşatmanın kaldırılması, insani yardım konvoylarının bölgelere girişine müsaade edilmesi, zorunlu göçe bir an önce son verilmesi ile sivil yerleşim alanlarının varil bombaları ile hedef alınmasına son verilmesi yönünde acilen gerekli adımların atılması gerektiği belirtildi.
Başta bütün icra yetkilerine sahip bir geçici yönetim oluşturulması yönündeki birinci Cenevre Beyanı’nda belirtilen kararlara bağlı olduğunu ifade ededen katılımcılar, ateşkes yapılması yönündeki niyetlerini dile getirdi.
Katılımcılar, geçiş sürecinin başlaması ile Esed ve rejimi ayakta tutan figürlerin gitmesi gerektiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun, ateşkes, insani yardımların dağıtılması ve yeniden yapılanma sürelerinde gözlemci olmasını olumlu karşıladığını ifade etti.