SMDK Başkan Yardımcısı Nura el-Emir, Lübnan hükümetine çağrıda bulunarak, bütün yerel ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak Suriyelileri katleden Esed rejimi ve Hizbullah terörünün kurbanı olan Suriyeli mültecilerin, serbest bırakılmasını istedi.
el-Emir şunları kaydetti;
“ Biz Lübnan ordusunu Suriye gerçekliğini anlama konusunda terörist örgütler ve Hizbullah’ın tuzağına düşmemesi konusunda uyardık. Lübnan ordusundan kardeşlerimizin kaçırılması olayında, en başından beri derhal salıverilmelerini talep ettik. Şii bir ailenin Suriyeli bir çocuğa işkence görüntülerini içeren bir videonun ve benzerlerinin sosyal medya aracılığıyla bütün bölgede paylaşması noktasında da bu türden videoları yayınlayanların iki halk arasında çatışma çıkarmak istediğini belirttik. Bu tür eylemlerin halklar arasında ayrılık çıkarma ve mezhepçilik duygularını yayma üzerine siyaseti takip eden Esed ve Hizbullah’ın çıkarlarına hizmet edeceğini söyledik.”
el-Emie, iki halkın omuz omuza vererek tek safta yer alması ve bölgeyi Esed kontrolünde tutan Hizbullah ve terörist gruplara engel olması gerektiğini ifade etti. Bu kesimlerin sadece Suriye’yi değil bütün bölgeyi savaş alanına çevirmek istediğini dile getirdi. Evlatları kaçırılan Lübnanlı ailelerin acısını en derinden hissedenlerin kendileri olduğunu, ailelerine kavuşmalarını dört gözle beklediklerini belirtti. Kendileri ve Lübnan halkının tek düşmanının Hizbullah’ın bölgeye yaydığı zulüm ve terör olduğu kaydetti.
SMDK Sözcüsü Salim el-Musallat, Suriyeli mülteci Ahmed Derre’nin Lübnan ordusuna ait karakolda sorgu sırasında işkence altında can vermesini kınayarak şunları kaydetmişti;
“ Uluslararası hukukun ve insan haklarının ayaklar altına alınması, iki ülkenin toplumsal ve siyasal barışına hizmet etmez. Aksine Suriye ve Lübnan’da toplumsal ayrışmayı hedefleyen terörist Esed rejimi ve Hizbullah örgütünün çıkarlarına hizmet eder. Zira bu rejimler bölgedeki mafyavari iktidarlarını ayakta tutmak için fitne çıkarmak ve toplumsal ayrışmayı derinleştirmek için çabalamaktadır.”
el-Musallat, Lübnan hükümetinin, iki kardeş ülke arasında uzun vadede sorunlara neden olacak siyasi ve hukuki usulsüzlükler karşısında üzerine düşün sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyleyerek, bu türden saldırıların arkasında terörist Hizbullah’ın olduğu ifade etmişti. Bu türden eylemlerin Lübnan ulusal güvenliğine hizmet etmediği gibi, çevre ülkelerle ilişkisine de zarar verdiğini belirtmişti. Hatta bölgenin toplumsal güvenliğinin, İran’ın ulusal çıkarlarının bölgedeki uzantısı olan terörist Hizbullah’ın siyasi çıkarlarına kurban edilmek istendiğine dikkati çekmişti.
Lübnan ordusuna çağrıda bulunan el-Musallat, “ Yüzlerce Suriyeli tutuklunun serbest bırakılması, herhangi bir soruşturma sırasında uluslararası hukuka riayet edilmesi, Lübnan ulusal güveliği için gereklidir” demişti.