Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca beraberindeki heyetle dün Ahraru’ş Şam Tugayı ve Şam Kolordusunun da bulunduğu askeri grupları İstanbul’da ağırladı. Toplantıdaa Lübnan Sağlık Bakanı ve Lübnan’daki İlerici Sosyalist Partisi Temsilcisi Vail Ebu Faur da yer aldı. Taraflar, geçtiğimiz günlerde Nusra Cephesi’nin Dürzi vatandaşların yaşadığı İdlib kırsalında Kalb el-Levze köyüne yönelik saldırını görüştü.
Toplantıda, gelecekte doğabilecek ihtilafların çözülebilmesi ve benzer olayların yaşanmaması için yerel meclis, köy temsilcileri ve askeri birlik temsilcilerinin yer aldığı ortak bir komisyon kurulması kararı alındı. Toplantıya katılan devrim yanlısı güçlerin temsilcileri, İdlib kırsalındaki diğer Suriyeli sivillerin korunduğu gibi Dürzi vatandaşların da korunacağı sözünü verdi.
Kalb el-Levze’de yaşananların ferdi bir olay olduğuna dikkati çekilen toplantıda, bu tutumun Suriyelileri temsil etmediği, olaya sebebiyet vererek cinayet işleyen Tunuslu şahsın tutuklanarak mahkemeye sevkedildiği belirtildi. Toplantıda, Suriye’nin toplumsal dokusuna vurgu yapılarak ulusal fikirlerin hiçbir grup tarafından zarar verilmesine müsaade edilmeyeceği dile getirildi.
Toplantıda söz alan SMDK Başkanı Halid Hoca, Dürzilerin Suriye’nin toplum dokusunun ana oluşumlarından olduğunu ve diğer tüm devrimci Suriye evlatlarının korunduğu gibi Dürzilerin de silahlı gruplar tarafından korunmasının vatani bir görev olduğunu dile getirdi.
Dürzilerin onurlu birer vatandaş olarak kendi topraklarında ve evlerinde kalacağını belirten Hoca, Suriye’deki herhangi bir unsurun tehcirinin kabul edilmeyeceğini söyledi.
SMDK Yönetim Kurulu Üyesi ve Eski Başkanı Hadi Bahra da yaptığı açıklamada, ortak vatandaşlık ilkesine vurgu yaparak, Suriye’nin tüm Suriyelilere ait olduğunu, bölünme ve toprakları üzerinden hiçbir pazarlığın kabul edilemeyeceğini belirtti.
Suriyelilere birlik çağrısı yapan Bahra, Suriye’deki her kesin, her grup ve kesimin haklarının garantisinin Suriye’ye aidiyet olduğunu söyleyerek, Suriye’deki herkesin Esed rejiminin zulmünden, diktatörlüğünden zarar gördüğünü dile getirdi. Bahra, rejimin vatan evlatları arasında fitne çıkarmaya çalıştığına dikkati çekerek, her bir vatandaşın haklarını tek tek alan kadar sürecek Suriye devriminin insanları bir araya getiren güç olduğuna ve olması gerektiğine işaret etti.