Uluslararası İnsan Hakları Gözlemevi (Human Rights Watch-HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), bugün yayımladıkları açıklamada, BM üyelerine Suriye’de 2011 yılından bu yana tutuklananlar ve gözaltı kayıpları için uluslararası mekanizma oluşturma çağrısı yaptı.
BM Genel Sekreteri Antonio Gutterres, Ağustos ayında Suriye’deki binlerce tutuklu ve kayıp hakkında yayımladığı raporda, BM üyelerinin bu meseleyi takip etmek üzere uluslararası mekanizma kurulmasını önermişti.
HRW ve Amnesty tarafından bugün yayımlanan açıklamada, “Söz konusu mekanizmanın BM Genel Sekreteri’nin taleplerine uyumlu kurulması için üye ülkelerin mümkün olan bütün adımları atması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Suriye’deki tutuklu ve kayıpların büyük çoğunluğundan Esed rejiminin sorumlu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, birçok kayıp vakasının idamla sonuçlandığı kaydedildi.
Suriye’de 111 bin 907 kişi hala kayıp
Öte yandan, Suriye’deki kayıp ve tutuklu aileleri, geçtiğimiz ay uluslararası insan hakları kurumlarıyla ortaklaşa olarak yayımladıkları deklarasyonda, tutuklu ve kayıpların akıbetini ortaya çıkarmak ve sorumlulardan hesap sormak için bir uluslararası mekanizma kurulmasını talep etmişti.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) verilerine göre, Suriye’de 154 bin 398 kişi hala tutuklu bulunurken, kayıp sayısı ise Ağustos 2022’ye kadar 111 bin 907’ye ulaştı.
Aksoy: “Kurulacak mekanizma tutuklu ve kayıp ailelerinin taleplerini karşılamalı”
Konuya ilişkin bugün bir açıklama yapan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Ulusal Kayıp ve Tutuklu İşleri Kurulu Koordinatörü Selva Aksoy, söz konusu mekanizmanın kurulması fikrinin önemli bir adım olduğunu ancak mekanizmanın tutuklu ve kayıp ailelerinin taleplerini karşılaması gerektiğini söyledi.
Aksoy, SMDK olarak Suriye’deki tutuklu ve kayıpların akıbetlerinin belirlenmesi ve sorumlulardan hesap sorulması için yapılacak herhangi bir çalışmaya destek olmaya hazır olduklarını belirttiği açıklamasında, kurulması talep edilen yeni mekanizmanın çalışmalarının tutukluların serbest bırakılmasını, gözaltında kaybetme uygulamalarının sonlanmasını ve işkence suçlularından hesap sorulmasını da kapsaması gerektiğinin altını çizdi.
Açıklamasında, uluslararası güçlerden meseleye ciddiyetle yaklaşmasını talep eden Aksoy Cenevre bildirgesi ile 2118 ve 2254 sayılı BMGK kararları çerçevesindeki siyasi çözüm sürecinin hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.